Neyse ki uçağı rötar yapmış ya da törene yetişmeyi becerememiş.
Fortunately, the plane had been delayed or becerememiş to catch the ceremony.
Kaynak: haber.sol.org.tr Öhm,
neyse, anlayacağınız üzere Hiddetliler sizi sinirlendirecek.
Ohm, anyway, to understand Hiddetliler infuriate you.
Kaynak: blog.tamindir.comNeyse ki 6 milyar 999 milyon 999 bin 997 dünya vatandaşı, müsterih olun.
Fortunately, 6 billion 999 million 999 thousand 997 citizens of the world, make good cheer.
Kaynak: haber.stargazete.com Neyse ki, Yılmaz Erdoğan gibi bir şair, aktör, yönetmen vardı yanımızda.
Fortunately, Yilmaz Erdogan, a poet, actor, director, was with us.
Kaynak: gundem.milliyet.com.tr sırayı alma başarısı göstermiştir.2007 yılında Kanada Grand Prix 'inde ağır bir kaza geçirmiş,
neyse ki sadece bilek burkulmasıyla
Kaynak: Robert KubicaCurius regio, ejus religio (hükümdarın dini
neyse, ülkesinin dini de odur) formülü benimsendi. Böylece her hükümdara kendi topraklarının
Kaynak: Augsburg BarışıDüzenlenen her softcore konserinde gruba sahnede farklı sanatçı ve gruplar da eşlik etmiştir. 21 albümünde yer alan Her
neyse şarkısı da
Kaynak: Softcore konserlericom/tr/makale/christopher-hitchens/turkiye-
neyse-ki-rengini-belli-etti. html Türkiye
neyse ki rengini belli etti, Slate dergisindeki bir
Kaynak: Christopher Hitchenskabalaşır, dönüşür, o ortamdaki malzeme
neyse ona bürünür ve böylece özgün halini az çok yitirerek dışarı (zihne, dünyasal veya bağlı şuura) yansır.
Kaynak: Renkli cam etkisiMinyatürle resim arasındaki ayrım
neyse, kendinden öncekilerle Nedim arasındaki ayrım da odur. Yeni mazmunları, yeni benzetme ve buluşları
Kaynak: Yerlileşme eğilimi (edebiyat)Okuldaki tek ska kızıydım –giyinebildiğim kadarıyla, her
neyse, English Beta kızı – bilirsiniz albüm kapaklarındaki karikatür kız gibi
Kaynak: No Doubt (albüm)Masalı bozulmuş çocukluk
neyse masalını yitiren dev de odur. Birbirlerini yitirdiklerinde çocukluk devin, dev çocukluğun büyüsünü bozar.
Kaynak: Masalını Yitiren Dev