Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

objektif ne demek?

 - 6 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Histoloji-Embriyoloji Terimleri Sözlüğü

objektif anlamı İng. objective
Işık mikroskobunda dokuların büyük görüntüsünü elde etmeye yarayan mercek parçası.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

objektif anlamı
bakınız» nesne merceği.

Güncel Türkçe Sözlük

objektif anlamı
sf. fel. 1. Nesnel: "Bunu ben objektif bir haber diye yazıyorum." -N. Hikmet. 2. is. fiz. Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün vb. optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi: "Fotoğrafta, annemle babamın objektife bakışlarından, onu kendilerine çeviren kimseden hoşlandıkları anlaşılıyor." -A. Ağaoğlu.

Kimya Terimleri Sözlüğü

objektif anlamı İng. objective Alm. Objektiv Fr. objektif
1.Mikroskopta, numuneye yakın olan mercek. 2.Fotograf makinalarındaki mercekler.

Türkçe - İngilizce

objektif anlamı
isim
1) lens
2) objective
3) object-glass
sıfat
1) objective
2) practical
3) clinical
4) even-handed

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

objektif anlamı Fr.objectif
1. Nesnel: § "Bu sankileri, eşyanın gölgesine benzeterek, gölge hadiseler suretiyle adl olmak objektif şeniyetten ayrılmak demektir." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 58. § "Bu objektif okurun yargısı" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 146. § "İnkılap devamıza layık olduğu büyük mesele haysiyetini kazandırmak için, onu soğukkanlı ve objektifin akıl ve ilim planında ortaya koymak ve tartışmak zorundayız." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 108. § "- çok değil, daha on beş gün evvel yine burada, hadiselerin tahlilini ve münakaşasını yapmıştık; bence daha o gün zarlar atılmış; taraflar belli olmuştu; Mahmud zaten bilfiil mücadele halindeydi; üstat, belki tecrübenin verdiği bir ihtiyatkârlıkla, angage almaktan çok, şuurlu bir objektifliğe meyyal görünüyordu." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 488. § "Yukarıdan konuşup buyuranlar, karşılarındakini ne türlü olursa olsun susturmak isteyenler, işlerine gelenin düşünceye, nesnel (objektif) düşünceye uyup uymadığını araştırmaktan çekinen kimselerdir." - Nurullah Ataç, Diyelim Söz Arasında Deneme, 122. 2. Fotoğraf makinesi, mikroskop, dürbün gibi optik aletlerle cisimlerden gelen ışınları alıp ekran üzerine yansıtan mercek veya mercek sistemi: § "Bir objektifin önündeki duruşundan çıkan bu manayı, hayatımın olayları ile karşılaştırarak düşündükçe, şimdi, içim yana yana ne kadar daha derinden kavrıyorum!..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 9. § "O üç günün sonunda objektife bu kadar içten gülümsemiş olabilir miyim gerçekten?" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 71. § "Onun hayat sahnelerini bir fotoğraf objektifiyle aksettiren sanatı değil,.." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 56. § "Aşkta musiki, sevgilinin vesika fotoğrafını lainat ebadında bir agrandismana çıkaran muhayyilenin objektifini bir anda açıyor." -Peyami Safa, Yalnızız, 144. § "Devasa objektifi çevire çevire görüntüyü ayarlamaya çalışıyor…" -Elif Şafak, Mahrem, 202. § "Objektiflere bakarken vatandaşların belli belirsiz binlerce fotğrafını gördü." -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 287. § "Gözleri, objektife alışmamış olmanın şaşkınlığından çok açılmış, saçları dipten tıraşlı, ütüsüz pantolonu boyuna kısa gelen, pabuçlarının ökçesi basık." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 359. § "Onun kaleminin bozuk objektifinden geçerken düşüncelerimin iğrilip büğrülmüş olması da benim lehimedir." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 102.

objektif eş anlamlısı

nesnel
sf. 1. Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı. 2. mec. Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, objektif. 3. fel. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif.

objektif zıt anlamlısı

subjektif
sf. Öznel, objektif karşıtı.

"objektif" için örnek kullanımlar

Dijital fotoğraf makinelerinde sensör boyutları küçük olan makineler (Krop faktörlü makineler), aynı objektif ile Sensörü büyük olan (Krop
Kaynak: Objektif Görüş Açısı
Fotoğrafik lens (objektif lens ya da objektif olarak da bilinir) fotograf filmi ya da elektronik sensör üzerine resim kaydedebilen bir
Kaynak: Lens (fotoğrafik)
Tele objektif, fotoğraf makinesini konuya yaklaştırmaya gerek kalmaksızın büyük görüntü veren objektiflerdir. odak uzunluğuna sahip objektif .
Kaynak: Teleobjektif (fotoğrafçılık)
anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen tezkire, kişilerin biyografisini çeşitli yönleriyle subjektif veya objektif ele alan eserlerdir.
Kaynak: Tezkire
Pentax, fotoğraf ekipmanı (fotoğraf makinesi , objektif ), dürbün , teleskop , tıbbı gözlem cihazları ve gözlük mercekleri üreten firma.
Kaynak: Pentax
Uzlaşma, bağımsız ve objektif üçüncü bir kişinin, uyuşmazlığın taraflarına, olayın özelliklerine göre şekillenecek çeşitli çözüm önerileri
Kaynak: Uzlaşma
Pozometre; poz değerini, objektif inden vizör e giren ışığın miktarını ve ışık girme süresini belirleyip ölçen düzendir. Bir SLR fotoğraf
Kaynak: Pozometre
Alan derinliği ölçeği, bazı fotoğraf makinelerinin objektif takılan kısmında yuvarlak bir halka üzerinde ya da sabit odaklı objektiflerde
Kaynak: Alan derinliği ölçeği
Fotografische Blende.) fotoğraf makinelerinde , objektif içinden geçen ışığın, yeğinliğini ayarlamak için kullanılan ve çoğunlukla
Kaynak: Işık düzengeci
Kiev (marka), SSCB döneminde Kiev'de üretilen fotoğraf makinesi ve objektif markaları. Kiev 88 , "Hasselblad"'ın Sovyet taklidi olduğu
Kaynak: Kiev (anlam ayrımı)
Glasgow Koma Skalası(GKS)bir insanın bilinç durumunu başlangıçta ve sonraki değerlendirmelerde güvenilir ve objektif olarak kaydetmeyi
Kaynak: Glasgow koma skalası

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.