operatör anlamı Fr.opérateur
1. Ameliyat yapan, uzmanlığı ameliyat yapmak olan hekim, cerrah: § "
Yarın operatör M. Kemal Bey ve Hasan Rıza Beyle birlikte gidip görürseniz çok iyi olur." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar C. IV, 14. § "
Bacaklarımın serüveni Alman operatörünün dosyasında şimdi" -Adalet Ağaoğlu, Sen
türkiye'ninEn Güzel Kazasısın, 166. § "
Bir taraftan dizimdeki sargının açılmasını bekliyor, öte taraftan ellerini yıkayan operatöre bakıyordum." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 10. § "
Operatör, bir başka medyumda, mesela eski bir Kadiri şeyhinin oğlu Hüsnü Beyde gördü." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 167. § "
Resmî kliniklerde baş operatördür." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 75. §
"İslâmlığın kılıcı da operatörün neşteri gibi.." -Necip Fazıl Kısakürek, Cennet Mustatili s. 46. 2. Bazı teknik aletleri işleten kimse: § "
gazeteyi okuyordum ve acele profesyonel ehliyetli, tecrübeli şoför değilim, İngilizce bilir teleks operatörü değilim…" -Orhan Pamuk
, Sessiz Ev, 186. 3. Bilgisayarı çalıştırıp gerekli uygulamayı yapan kimse, işletmen. 4. Basılacak metinleri dizgi makinesinde dizen kimse.