orkestra anlamı İt..orchestra
1.Yaylı ve üflemeli çalgılar topluluğu: § "
Hemen orkestraya işaret ettim." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 154. § "
Bir orkestra hazırlamak için ona iştirak edecek musiki aletlerini kırmak isteyen bir delinin hayali nispetinde mümkün olabilir." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 193. § "
... elektrik ışıkları içinde pırıl pırıl pırıldayan engin şehirlerin şenlik ve şadumanlık orkestrası..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 7. § "
Bebek gazinolarından birinde erkenden çalamaya başlayan bir orkestra var." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 229. § "
Fakat o esnada orkestranın başlaması, işi bozdu." -
Reşat Nuri Güntekin, Damga, 123. § "
Ceylab bir orkestra başının elindeki değnek ile sazendelere usul göstermesi gibi bir tavır ile el işaretleri vererek usulü hızlandırılıyor." -Ahmet Midhat Efendi, Jön Türk, 93. § "
Bu musiki aletini Romaşof, Alay'ın orkestra takımından almıştı." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. X, 33. § "
Paşa'nın orkestraya eşlik ederek uvertürü mırıldandığımı işitiyorum." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 142. §
"Orkestradaki şeflerin kullandıkları değnek gibi bir hususi işaret midir?" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 103. §
"... orkestra âdeta beynimi kemiren gürültülü bir müziğe başlayınca..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 3. §
"Koca (flarmonik) orkestranın, şef gelmeden, alet alet serseri sesler çıkarmasına şahit olmuş…" -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 205. §
"Hugo, bir orkestra şefi; Doğu düşüncesi, bir nota defteri gibi üstadın önünde." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 34. 2. Eski Yunan tiyatrolarında, sahne ve seyirciler arasındaki çember biçiminde koro yeri: "...
jakobenler kulübü de sindirildi ve Robespiyer'in orkestrası hâline getirildi." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 240. § "
Zehra, do'dan si'ye, tek parmakla çalınan, bir piyono gamı duyacak; bunca yıl, bunca barda, bunca orkestranın önünde, zincire vurup boğduğu, bunca şarkıyı, bir rüzgar anaforu, bir hava boşluğu gibi, gırtlağının düğüm yerinde hissedecek." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 446. 3. Bazı tiyatroların birinci katında sahne veya perdeye en yakın koltuklara verilen ad.