çok sf. 1. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı:
 "Bana matematik çok kolay geldi." -F. R. Atay. 2.
 zf. Aşırı bir biçimde:
 "Biz çocuklar evimizi çok beğendik." -A. Kutlu.
 fazla sf. 1. Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade:
 "Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı." -R. N. Güntekin. 2. Daha çok, aşkın:
 "Biz ancak Cumhuriyet devrinde elli yıldan fazla bir barış devri geçirmişiz." -B. Felek. 3. Artmış olan:
 Fazla ekmeğiniz var mı? 4.
 zf. Gereksiz, yersiz bir biçimde:
 Fazla konuşma yeter. 5.
 zf. Gereğinden, alışılmıştan çok olarak.