oynak ne demek?
- 5 sözlük, 8 sonuç.BSTS / Anatomi Terimleri Sözlüğü
oynak anlamı Lat.articulatio
(Anatomi) Eklem.
(Anatomi) Eklem.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
oynak anlamı
bakınız» oynar eklem.
bakınız» oynar eklem.
Güncel Türkçe Sözlük
oynak anlamı
sf. 1. Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli: "Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir." -S. Ayverdi. 2. Hareket, canlılık veren: Zeybek oynak bir müziktir. 3. Değişken, kararsız: Altın fiyatları oynak. 4. Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız): "Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu." -R. N. Güntekin. 5. anat. Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem): "Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik..." -P. Safa.
sf. 1. Kımıldayan, yerinde sağlam durmayan, hareketli: "Boğaz'ın oynak ve çırpıntılı sularına açıldı mı korkuya benzer bir ürperti geçirilir." -S. Ayverdi. 2. Hareket, canlılık veren: Zeybek oynak bir müziktir. 3. Değişken, kararsız: Altın fiyatları oynak. 4. Davranışları ağırbaşlı olmayan (kadın veya kız): "Bu, otuz yaşlarında çenebaz ve oynak bir duldu." -R. N. Güntekin. 5. anat. Bükülüp doğrulmaya elverişli olan (eklem): "Bütün vücudunda, damarlarında, kemiklerinin oynak yerlerinde, etlerinde bir sızı, bir gevşeklik..." -P. Safa.
Türkçe - İngilizce
oynak anlamı
sıfat
1) playful
2) loose
3) mobile
4) frolicsome
5) unstable
6) frisky
7) flirtatious
8) ludic
9) skittish
10) coquettish
sıfat
1) playful
2) loose
3) mobile
4) frolicsome
5) unstable
6) frisky
7) flirtatious
8) ludic
9) skittish
10) coquettish
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
oynak anlamı
1. İş bilen (kimse). 2. Sözünde durmayan, güvenilmeyen (kimse). 3. Kararsız.
1. İş bilen (kimse). 2. Sözünde durmayan, güvenilmeyen (kimse). 3. Kararsız.
oynak anlamı
1. Yeraltı suları nedeniyle kayan toprak, göçük. 2. Üstü çayır, altı bataklık yer. 3. Arabaların yollarda bıraktığı izler, çukurlar.
1. Yeraltı suları nedeniyle kayan toprak, göçük. 2. Üstü çayır, altı bataklık yer. 3. Arabaların yollarda bıraktığı izler, çukurlar.
oynak anlamı
1. Tavşan izi. 2. Genellikle av izi.
1. Tavşan izi. 2. Genellikle av izi.
oynak anlamı
Yeraltı sularının etkisiyle kayan alan: Oynak yerde ev yapılmaz.
Yeraltı sularının etkisiyle kayan alan: Oynak yerde ev yapılmaz.
Rize
oynak eş anlamlısı
değişken
sf. 1. Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil: "Dekor, hayatın sahneleri kadar değişken olmalıydı." -A. Ağaoğlu. 2. is. mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik. 3. is. mat. Cebirde bir denklemin kat sayılarına giren değişken nicelik, parametre. 4. is. Geometride, bir koninin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya kadar olan parçanın uzunluğu, parametre. 5. is. Bir istatistik bütünün belli başlı niteliklerini daha basit ve kısa olarak gösterme olanağı veren ölçülebilir büyüklük, parametre.
sf. 1. Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil: "Dekor, hayatın sahneleri kadar değişken olmalıydı." -A. Ağaoğlu. 2. is. mat. Değişik sayı değerleri alabilen nicelik. 3. is. mat. Cebirde bir denklemin kat sayılarına giren değişken nicelik, parametre. 4. is. Geometride, bir koninin odağından çıkan dikeyin konikle kesiştiği noktaya kadar olan parçanın uzunluğu, parametre. 5. is. Bir istatistik bütünün belli başlı niteliklerini daha basit ve kısa olarak gösterme olanağı veren ölçülebilir büyüklük, parametre.
hareketli
sf. 1. Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize. 2. Canlı, kıpırdak: "Ben olsam daha hareketli birini seçerdim ama zevkine saygı gösteriyorum." -İ. O. Anar.
sf. 1. Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize. 2. Canlı, kıpırdak: "Ben olsam daha hareketli birini seçerdim ama zevkine saygı gösteriyorum." -İ. O. Anar.
kararsız
sf. 1. Kararı olmayan: Kararsız adam. 2. Karar vermekte güçlük çeken, duruksun, mütereddit: "Çalı kuşu gibi daldan dala konan kararsız bir çocuktu." -H. R. Gürpınar. 3. Düzensiz, istikrarsız: Kararsız hava.
sf. 1. Kararı olmayan: Kararsız adam. 2. Karar vermekte güçlük çeken, duruksun, mütereddit: "Çalı kuşu gibi daldan dala konan kararsız bir çocuktu." -H. R. Gürpınar. 3. Düzensiz, istikrarsız: Kararsız hava.
"oynak" için örnek kullanımlar
Kova, kuyudan su çekmeye, genellikle su ya da sıvı maddeleri taşımaya yarayan, ağzının iki yanına bağlı oynak bir kulpu bulunan, konik
Kaynak: Kova
Kaynak: Kova
420, Pirat 'a benzerdir fakat su hattı nedeniyle daha oynak bir teknedir. Yine iki kişilktir ve balon yelkeni vardır. Dünyada 60'ın
Kaynak: 420 (yelkenli)
Kaynak: 420 (yelkenli)
tekerleklerin arka köprüde meydana getirdiği itme kuvveti arka köprü ile şasi arasına oynak olarak takılmış olan çubuklarla şasiye iletilir.
Kaynak: Hareket iletim sistemleri
Kaynak: Hareket iletim sistemleri
Günümüzün değişken, oynak yaşam ortamlarında, yaşam kaygılarının artması, maddi ve manevi kaos ile belirsizlik durumunun yarattığı “hiçlik
Kaynak: Panik atak
Kaynak: Panik atak
alttaki kar tabakası üzerinde kayması sonucu, bir hayvan veya kayakçının oynak kar tabakasını çiğneyerek harekete geçirmesi sonucu çığ oluşabilir.
Kaynak: Çığ
Kaynak: Çığ
Tanımı Mayın ince zeytin yeşili renkli çelik bir kutu ve geniş oynak baskı tapası oluşmaktadır. Bu baskı tapası kendisine yapılan basıncı
Kaynak: M7 mayını
Kaynak: M7 mayını
Küçük ağızlı kalın ve oynak dudaklıdır. Üst çenelerinden dört bıyık sarkar. Ağız dişleri yoktur. Yutak (farinks) dişleriyle besinlerini
Kaynak: Sazan
Kaynak: Sazan
Laplace, oldukça oynak fikirli davranışlarda bulunuyordu. Napolyon devrinin bütün nişanları göğsünü süslüyordu. Kötü bir yöneticiydi.
Kaynak: Pierre-Simon Laplace
Kaynak: Pierre-Simon Laplace
Bu konuda en değişken tRNA, oynak pozisyonunda inosin (I) bulunduran tRNA'lardır. İnosin, 2. karbon atomunda amino grubu taşımayan bir
Kaynak: Protein biyosentezi
Kaynak: Protein biyosentezi
Bazı antikodonlar birden fazla kodon ile baz eşleşmesi yapabilir, oynak baz eşleşmesi (İng. wobble base pairing) denen bir olgunun soncu.
Kaynak: Taşıyıcı RNA
Kaynak: Taşıyıcı RNA
nedeni, tRNA antikodonundaki birinci bazın değişime uğramış olması ve bu bazın "oynak" olmasından dolayı oynak baz çifti oluşturabilmesidir.
Kaynak: Genetik kod
Kaynak: Genetik kod
Bu şarkı "Softly"'ye nazaran daha oynak ve daha çok Pop (J-Pop) yönüne gidiyordu. Bu şarkıda Leah için bir başarıydı müzik listelerinde
Kaynak: Leah Dizon
Kaynak: Leah Dizon
Proteinin Karboksi ucunda bulunan oynak bir alfa sarmal vardır, bunun bir yüzü hidrofobik , öbür yüzü hidrofilik tir; bu sarmal olmazsa
Kaynak: Kolesteril ester transfer proteini
Kaynak: Kolesteril ester transfer proteini
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
