Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

Özne ne demek?

 - 10 sözlük, 11 sonuç.

BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü

Özne anlamı İng. subject Osm. müsnedün ileyh, fail, müpteda Alm. Subjekt, Satzgegenstand Fr.sujet
Çekimli eylemin veya eylemsinin meydana gelmesini sağlayan kişi. Dilbilgisinde kişi kavramiyle çekimli eylemi veya bazı eylemsileri meydana getiren "insan, hayvan, bitki veya şey" özne adı Altında belirtilir: Bu mektubu ben yazdım; Çocuklar camı kırdılar; Ali Ankara'ya gitti; Sen yorgunsun galiba; Birisi geldi; Evlerinin önü daima temizdir; Ali, Ahmet gelince gitti; Kedi kaçmış örneklerinde olduğu gibi.

BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü

özne anlamı Osm. fail, müpteda Fr. Sujet
Bir cümledeki hüküm veya haber kendisine yöneltilmiş bulunan cümle öğesi. "Ev büyüktür" ve "Ev çöktü" cümlelerindeki büyük ve çökme hükmü ev kavramına yöneltilmiş olduğu için év kelimesi bu cümlelerin öznesidir. ( Bkz. Mantıkça ve Gramatikal özne ).

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

özne anlamı İng. subject Osm. fail, mevzu Lat.subjectum Alm. Subjekt Fr. sujet hypokeimenon
(Yun. hypokeimenon = alta düşen, altta bulunan) : Hypokeimenon-subject terimi Aristoteles'te, sonra da ortaçağda töz anlamına kullanılır; ancak 17. yüzyıldan beri bugünkü anlamını kazanır, ruhbilim ve bilgi kuramı açısından "ben" anlamını alır: kendini ben-olmayanın, nesnenin (object'in) karşısında bulan, karşısına koyan; ya da karşısına konduğu, kendini karşısında bulduğu nesneye bilme ve eyleme ereği ile yönelen birey. Ruhbilim açısından: ruhsal yaşantıların taşıyıcısı, düşünen, tasarımlayan, bilen, duyan, isteyen ben. Bilgi kuramı açısından: Bilen, bilmeye yönelen, ama kendisi bilgi nesnesi olmayan varlık. Mantık-dilbilgisi açısından: Yüklemin taşıyıcısı = özne; kendisi üzerine bir şey söylenen = konu.

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü

özne anlamı İng. subject Osm. fail, müpteda, müsnedünileyh Alm. Subjekt, Satzgegenstand Fr. sujet
Yüklemin gösterdiği kılış ile doğrudan ilgili olan kişi ya da şeye verilen ad; bir oluş ve kılışın gerçekleşmesini sağlayan kimse veya şey: Eskiler, baharı ya tabiatta yahud tecrid hâlinde, tek manzarasında severlerdi (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, s. 114). Oda karşıma düşen duvardaki hücreye konmuş büyükçe bir gaz lâmbasıyla aydınlanıyordu A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları, s. 90). Bu tahammül edilemez bir ömürdü… (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri, s. 34). Agâh Bey, içti; biraz buruk, lâkin baygın kokulu, tuhaf lezzetli, hoş bir içkiydi (R. H. Karay, göst. e., s. 35). Ben Anadolu'ya gitmezden önce manevî kuvvet denilen şeyin millet mücadelelerinde büyük bir rol oynadığına ve bunun ruhtan gelen bir yüreklilikle oluştuğuna inandım (Y. K. Karaosmanoğlu, Ergenekon, s. 114). Odada, galiba, teyzesi yatıyor. (P. Safa, Şimşek, s. 210). Hakikatte bütün İstanbul garip bir sinirlilik içinde idi (A. H. Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, s. 276). O, zamanın sahibi idi (A. H. Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, s. 37). Siz doğru dürüst konuşmasını bilmez misiniz hiç? (T. Buğra, Yalnızlar, s. 216). Melek, hastanın başucuna götürüldüğü zaman, bu burnu uzamış, gözleri çukura kaçmış adamla alâkasını anlayamamıştı (S. F. Abasıyanık, Bütün Eserleri 3: Medarı Maişet Motoru, s. 170). Yol ayrımına, yolu olan gelir! (K. Tahir, Yol Ayrımı, s. 310). İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar (Y.Kemal Bayatlı, Kendi Gök Kubbemiz, s. 91) vb.

BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü

özne anlamı İng. subject Osm. mevzu Alm. Subjekt Fr. sujet
SaP, SeP,SiP,SoP gibi bir özne-yüklem önermelerinde geçen S terimi.

BSTS / Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu

özne anlamı
Azerbaycan Türkçesi: mübtäda; Türkmen Türkçesi: eye; Gagauz Türkçesi: subyekt; Özbek Türkçesi: ega; Uygur Türkçesi: igä;Tat: iyä; Başkurt Türkçesi: eyä; Kmk: iyesi; Krç.-Malk.: başçı; Nogay Türkçesi: *iye ~podlejaşçeye; Kazak Türkçesi: bastawis; Kırgız Türkçesi: ee; Alt:: baştaaçı; Hakas Türkçesi: söyleeçî;Tuva Türkçesi: kol sös; Şor Türkçesi: *aydılım; Rusça: podlejaşçeye

BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü

özne anlamı İng. subject Osm. fail, süje
Bir bilginin konusunu bilen ya da bir yargıda yüklemde bulunan öğe.

Güncel Türkçe Sözlük

özne anlamı
is. db. 1. Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimse veya şey, fail, süje: Çocuk uyudu. Çocuk henüz küçüktür cümlelerinde çocuk sözü öznedir. 2. fel. Bilinci, sezgisi, düş gücü olan, bazı filozoflara göre de dış dünyaya karşıt olan birey.

Türkçe - İngilizce

özne anlamı
isim
1) subject

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

özne anlamı
Güvey.

Ortaören *Elbistan-Maraş.
Afşar köyleri, Bakırdağı, Çataloluk *Develi, Akkışla, Bürüngüz *Pınarbaşı -Kayseri
Misis, Sirkeli, Faydalı *Kozan, *Ceyhan -Adana

özne anlamı
Damat, güvey

Adana, Osmaniye

"Özne" için örnek kullanımlar

Alman temsilcisinde gizli özne Matip'ti.
The German representative Matip'ti hidden subject.
Kaynak: aksam.com.tr
Her geçen gün hayatımızın daha büyük bir kısmını kapsayan internet, bizleri reel hayatın içinde özne olmaktan çıkartıp, edilgen bir duruma sokuyor.
Every day of our lives, covering a larger portion of the Internet, disconnect us from being the subject in real life, puts a passive state.
Kaynak: blog.radikal.com.tr
Her iş ve davranış için adalet söz konusudur.'' Hükümetleri döneminde gündemlerinin içinde özne olarak insana yer verdiklerini ifade eden Yazıcı, şunları belirtti.
There is justice for every business, and behavior.'' Governments that they have included in the agendas of the people as the subject in the printer, you said.
Kaynak: sabah.com.tr
Özne ya da subje (Eski Türkçe fail), felsefe kavramı. Özne kavramı, bugün bilinen anlam boyutunu 17. ve Dilbilgisi nde özne, yüklemin
Kaynak: Özne (felsefe)
Koşaç, isnat edatı veya haber edatı, isim cümlelerinde özne ile yüklem i birleştiren; yükleme güçlü ihtimal, olumluluk, olumsuzluk,
Kaynak: Koşaç
Şahıs eki veya kişi eki, yüklem in kişisini (özne yi) belirten ek Fiil kip lerine veya ek-fiil lere eklenerek işin veya oluşun kim
Kaynak: Şahıs eki
Özne-yüklem uyumu; Türkçe bir cümle de özne ve yüklem in şahıs (kişi), tekillik-çoğulluk ve olumluluk-olumsuzluk yönünden uyumlu
Kaynak: Özne-yüklem uyumu
Edilgen sözvarlığı (Fransızca : vocabulaire pasif), sözceleme özne sinin yaklaşık olarak tanıdığı, varlığını bildiği, bir başkası
Kaynak: Edilgen sözvarlığı
Cümlenin temel elemanları özne ve yüklemdir: "Yazar yazdı", gibi. Ancak nesne ve yardımcı elemanlar cümleyi bütünler. Berkan yazdı, (ne
Kaynak: Yüklem
Çoğunlukla özne , tümleç ve yüklem den meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir. Cümle; düşünce,
Kaynak: Cümle
Türkçede cümlenin ögeleri, cümle içindeki konumlarıyla değil; aldıkları (özne ve belirtisiz nesne ek almaz) eklerle ayrılır.
Kaynak: Devrik cümle
Birçok sıradışı dilbilimsel özelliğe sahiptir, örneğin Türkçe 'deki "özne nesne fiil" veya Latin dillerinin "özne fiil nesne" yapısıyla
Kaynak: Klingon dili
ögeler anlamlı ve doğru (kurallı ) cümleler kurulabilmesini sağlarlar Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır: Yüklem , özne , nesne , dolaylı
Kaynak: Cümlenin öğeleri
Böyle fiiler yüklem olunca işi yapan belli değildir, gerçek özne yerine sözde özne vardır. yüklem olduğu cümlelerde sözde özne görevini üstlenir:
Kaynak: Fiil
aslında birer toplumsal özne olan diğer sınıfların çıkarlarının da bu iktidar tarafından gerçekleştirileceğine inandırılması ve böylece
Kaynak: Hegemonya
Biyolojik bir canlı olmaktan düşünebilen bir canlı olmaya doğru bu geçişte, birey-özne kültürel bir kod olarak kodlanmış olur.
Kaynak: Jacques Lacan
yüzyıl felsefesinde görülen bilime yönelik sorgulayıcı yaklaşımların, aklın sorgulanması girişimlerinin, dile yönelik ilginin, özne
Kaynak: 20. yüzyıl felsefesi
Burada Bütünsellik , Dolayım , Sınıf bilinci , Şeyleşme , Devrimci özne türünde kavram ve kategorileri şekillendirir. Temel yaklaşımı
Kaynak: Georg Lukács
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.