çevirme is. 1. Çevirmek işi, tedvir:
"Kırmızı balıklar birdenbire canlanırlar ve kavanozun içinde birbiri ardınca keyifli keyifli çark çevirmeye başlarlar." -H. E. Adıvar. 2. Kuzu, oğlak vb. hayvanların şişte, kor üzerinde çevrilerek pişirilmişi:
"Değirmende, daha sabahtan gönderilip hazırlanan yağlı bir oğlak çevirmesini tam kıvamında buldular." -R. H. Karay. 3.
sf. Çevrilmiş, tercüme edilmiş:
Fransızcadan çevirme bir eser. 4.
hlk. Dikenlerden, ağaç dallarından yapılmış duvar:
"Evlerinin önü yüksek çevirme / Kadir Mevla'm bugünlük de ayırma" -Halk türküsü. 5.
ask. Uzaktan dolaşıp düşmanın yan gerilerine düşerek onu istemediği bir durumda dövüşmek zorunda bırakma, sarma, muhasara. 6.
müz. Bir müzik parçasındaki aralığın veya bir cümle parçasının tiz sesini pese, pes sesini tize dönüştürmek işi.
yöneltme is. 1. Yöneltmek işi, tevcih. 2.
gök b. Bir teleskobu veya gözlem aracını bakılacak yıldıza doğru çevirme işi. 3.
eğt. Öğrencilerin okul yaşamına, izleyecekleri derslere uyumlarını sağlamayı amaçlama, seçecekleri meslekleri yönlendirme işi.