paravan anlamı
is. 1. Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde: "Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm." -A. Gündüz. 2. sf. mec. Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan: "Onların sıfır hisseye sahip olduğu paravan bir şirketin üzerine yapıldı apartman." -E. Şafak.

paravan anlamı
isim
1) screen
2) folding screen
3) paravane
4) stalking-horse

paravan anlamı Fr.paravent
1. Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde: § "Karyolalar, kırık dökük mobilyalar, bezi yırtık paravanlar..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 23. § "Köşede Japon paravanaları, çiçek sepetleri..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 13. § "Arap iskemleleri, Japon paravanaları yok mu?" -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 83. § "… parmaklıklı, bir paravana…" -Ahmet Rasim, Tarih ve Muharrir, 45. § "Paravanın arkasında soyundu." -Elif Şafak, Mahrem, 91. § "Öbürleri, gazetede açıkladıklarımız, paravana, perde." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 399. 2. mec. Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belli etmeden yararlanılan: § "onlar gece gezmelerine paravan gibi katılırken, ortaya boş bir arkadaş grubu çıktı" -Adalet Ağaoğlu, Sen türkiye'ninEn Güzel Kazasısın, 162. § "paravan: İki Sicilya Elçisinin kızı Matmazel de Ludauffe ile arkadaşı…" -Elif Şafak, Mahrem, 170.