park anlamı Fr.parc
1. Bir yerleşme
merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiş ağaçlık ve çiçekli büyük bahçe, millet bahçesi: § "
Vitri şatosu gayet vasi bir "park" yani zinet ormanı ortasında ve her tarafından ittisali munkatı bir hâlde bulunmasıyla derununda geçen vukuattan haricen haberdar olmak mümkün değilmiş." -Ahmet Midhat Efendi, Altın Âşıklar, 211. § "
Hürriyet, amcasıyla beraber parkta gezmeye gitmiyormuş." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, s.261. § "
Parkın yanındaki karanlık sokaklara saptım." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 69. §
"Fakat şimdi amcamla beraber parka gitmelisin." -Ziya Gökalp‘ın Neşredilmemiş Yedi Eseri ve Aile Mektupları, 31. § "
Nuri Usta sesleri, ışıkları ve Cemal'i arkada bırakarak parkın kapısından çıkarken birdenbire irkildi." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 161. § "
… ortadaki havuzun etrafı âdeta bir belediye parkı manzarası alırdı." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 18. § "
Günün birinde park, bulvar, yol sadece yangın yeri "hâli arsa" geleceğe ait çok zengin ve iç açıcı bir proje olmak üzere birden bire kaybolurlar." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 14. § "
Kumlu yolların kenarına dizilmiş bahçe kanepeleriyle basbayağı bir park manzarası göstermekle beraber..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 85. § " -
Aman ne güzel park!" -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 145. §
"... şatonun parkındaki ıhlamurlar altında izini belli etmeden "vice" yapan monden kız..." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 178. § "
Parkın içine salıverilmiş olan Paul, bahçe sedirlerini bozuyor, kediyi kuyruğundan çekiyor, parmaklığa tırmanıyor ve çıngırakları söküyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 7. § "
Tiyatro, sinema, randevuevi, vesikalı ev, balo, salon, sosyete, ünyon, palas, türlü türlü otel, park…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 327. §
"Eskisinden de taze ve güreli görünerek moda'nın dar, ağaçlıklı sokaklarında, ünlü güzelim çay bahçesinde, sevinçli bir çocuk parkında belirdi." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 96. § "
Meşatlık denilen eski Rum mezarlığının bir park haline konulması için atılan ilk adımları, manzum olarak anlatmayı denemiştim." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 288. 2. Otopark: §
"... otomobil parkı için ayrılmış." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 72. 3. Trafik zorunlulukları dışında durma biçimi. 4. Cephane, makine veya otomobillerin bulunduğu yer: § "
Gemi parka yaklaşırken, daha iki gün evvel Aleksandre bahçesinin yanında konuştuğum ihtiyarı düşünüyorum." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 90.