parola anlamı İt..parola
1. Askerlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz: §
"... ve parola gibi şeytani bir ıslıkla bize varlığını duyuruyordu." -Peyami Safa, Bir Akşamdı, 282. §
"Akşamüzeri ufak bir dereyi geçerek öte tarafında karakol kıyafetli bir adam bunlara parolayı sormakla De Laroche bir lakırtı söyler söylemez herif hemen selama durmuş." -Ahmet Midhat Efendi, Cinli Han, 66. §
"Yoksa gazeteciler mi taklit eder parolayı?" -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 240. 2. Gizli derneklerin toplantılarına katılan kimselerin birbirlerini tanımalarını sağlayan ve kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları kelime veya söz: § "
"Halk bellediğin bir yola yalnız gideceksin" diyerek ideal aşkının en sıcak parolasını veren bu büyük Türk'ü artık dilinden anlamıyoruz, diye unutmamıza imkan var mı?" -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 112. 3. Varılmak istenen amacı özetleyen söz:§
"Tam bu sırada, o sandalın içinden bir ses, bir parola hâlinde aşağıdan yukarıya yükseldi: -Jeune Turc..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 20. § "
Bu parola sık sık değişirdi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 148. §
"Gençlerimize verilecek parola siyasi değildir." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 236. §
"Klasiklere karşı romantiklerin parolası olan realizm, romantiklerle savaşan natüralistlerin de parolası oldu." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 274. 4. Gizlilik ortamında insanların birbirini tanımalarını ve anlaşmalarını sağlayan işaret: § "
Musiki ile kendinden geçen hanımların arasında sarih bir parola tek şifreli bir nevi aşk mektubu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 197. §
"... "Dünya işçileri birleşiniz" parolasında aradıkları selamet formülü..." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 79. §
"… türlü türlü baygınlık parolaları, göz, kaş, vurgunluğu…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 401. § "
Benimle oğlum arasında insanları birbirinden ayırt etmek için parola..." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 142.