paydos anlamı Rum.fagetos
1. İşi veya çalışmayı geçici olarak bırakma: § "
İş odasındaki münebbih saat uzun uzadıya bir çıngırak sedası salıvermekle gündüz paydos zamanı gelmiş olduğunu ilan eyledi." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 349. § "
Artık son. Sürüye katılmaya, günlük çalapatalarda aydınlıklar görmeye son. Paydos!" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 212. § "
Yazlarını o sırtta geçirmeye alışmış varlıklı yerlilerden birkaçı bile işlerini ikindiyin paydos ederler." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 54. § "
Öğle paydosu bir canavar düdüğüyle haykırırken ustanın içinden ağlamak geldi ." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 126. § "
... ve mektep kitaplarına kadar soktuğumuz laubali ve sırnaşık edanın aksi sedalarını bir maçta veya bir mektep paydosunda duyarsak şaşmayalım." -Peyami Safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca,, 15. § "
Perde açıldığı zaman dışarıda paydos zili çalmaktadır." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 5. § "
… kamu yatırımlarının oranı ve hızı (yani sanayileşmeye paydos).-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 111. 2. Herhangi bir işi bıraktırmak için söylenir: § "
Her türlü coşkunluklara paydos!" -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 62. § "
Bütün kafasındakilere, hepsine birden "paydos" demek, kapıları açmak ve yol vermek." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 64. §
"Sinema bitti! Paydos! " -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 93.