Beşer olarak; üretmek, 
pazarlamak ve tüketmek.
As a human being, manufacture, market and consume.
Kaynak: aksam.com.trolabilir kendini italya ya 
pazarlamak için her hafta italyan takımlarıyla hazırlık maçı yapıyordu.
italy, italian teams every week to market itself may or doing warmup match.
Kaynak: fotomac.com.trBenim görevim Macaristan'ı 
pazarlamak.
My job is to market Hungary.
Kaynak: haberler.comEkonomik büyüme ve başarı için bir ürünü kalite standardından sapmadan üretmenin yanında, onu 
pazarlamak da çok önemlidir.
Standard deviation for the achievement of economic growth and produce quality products as well as it is also very important market.
Kaynak: haberler.comTürkçe anlam karşılığı özendirme dir Firmaların potansiyel müşterilerine kendilerini tanıtmak ve ürünlerini 
pazarlamak amacıyla kullandığı
Kaynak: Promosyonniteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve 
pazarlamak üzere kurulan, kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu iktisadî teşebbüsüdür.
Kaynak: Kamu İktisadi Teşebbüsüsonucunda, 1986 yılında Honda  Motor Şirketi Acura otomobil modellerini tanıtmak ve 
pazarlamak amacıyla Kuzey Amerika 'da 18 temsilci açtı.
Kaynak: Acuraniteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve 
pazarlamak üzere kurulan, kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu iktisadi teşebbüsüdür.
Kaynak: Kamu İktisadi KuruluşuAAC Britanya Kolombiyası, Squamish'te Hans Scharer tarafından ev yapımı hafif ambifi uçakları 
pazarlamak için kuruldu.  Ürünler
Kaynak: Amphibian Airplanes of CanadaHalı dokumacılığı genelde ücret karşılığında bir kısmı da kendi hesabına dokuyup 
pazarlamak şeklinde yapılmaktadır. yaklaşık 25 dekarlık
Kaynak: Çığrı, Başmakçıverdikleri uzun süreli krediler için gerekli fonları ise bu şirketlerin tahvil ve hisse senetlerini yatırımcılara 
pazarlamak yoluyla karşılarlar.
Kaynak: Yatırım bankacılığıCarlson 1940 yılında bu buluşunun patentini aldı ancak sonraki yıllarda geliştirmek ve 
pazarlamak konusunda pek çok sıkıntıyla karşılaştı.
Kaynak: Chester CarlsonTıbbı Nebevi, geleneksel tıbbın uygulayıcılarının, kendi uygulamalarını peygamberin tavsiyeleri olarak insanlar arasında 
pazarlamak isteyen
Kaynak: Tıbb-ı nebeviyaptırmak, bu ürünleri yurt içinde ve dışında 
pazarlamak, ormancılık hizmetleri ile ilgili gerekli araç ve gereçleritemin ve tedarik etmek,
Kaynak: Orman Genel MüdürlüğüINVEST firması, Avrupa 'da bir ekonomi merkezi olarak Kuzey Ren-Vestfalya eyaletini uluslararası alanda 
pazarlamak için yabancı
Kaynak: NRW.INVESTOsmanlı dünyasında üretmek, 
pazarlamak, yaşamak' (Çeviri kitap, 2003) ' Osmanlı kültürü ve gündelik yaşam: ortaçağdan yirminci yüzyıla
Kaynak: Suraiya FaroqhiHayvansal ürünleri değerlendirip 
pazarlamak amacıyla kooperatif  kurulmuştur. Türkiye sınırları içerisinde doğal gaz ın bulunduğu yerlerden
Kaynak: Hamitabat, Lüleburgazşeyler” satmak, bir “şeyler” satmaya yardımcı olmak; daha fazla kar sağlamak, şirket markasını tanıtmak ya da daha iyi 
pazarlamak olabilir.
Kaynak: Bilgi mimarisiAncak bu tür sayaçlar Batı ülkelerinde kullanılmazlar; gelişmekte olan ülkelere 
pazarlamak amacıyla üretilirler.“ Kartlı su sayacı / wikt:
Kaynak: Su sayacıÜretimi yapılan bir ürün ya da parçasını, firma ve fabrikalara 
pazarlamak için "satış mühendisi" olarak, Yapı denetim firmasında "Elektrik
Kaynak: Elektrik-elektronik mühendisliğiCnterbury Pilgrims yapıtındaki karakterleri resmetmeyi tasarladıktan sonra Blake tüccar Robert Cromek ile oymacılığını 
pazarlamak için görüştü.
Kaynak: William BlakeAslında, Sire Records'un başkanı Seymour Stein o zamanlar yeni kontrat imzaladığı bir müzik grubunu 
pazarlamak için bir isim arıyordu.
Kaynak: New WaveKöye yapılan ağır tonajlı, bilgisayarlı kantar ve rampa sayesinde ürettiklerini 
pazarlamak için de büyük çaba sarf etmesine gerek
Kaynak: Karaçepiş, İvrindi