pekiştirme edatı anlamıdahi, dA ki, bile gibi kelimelerin, kelime gruplarının, cümlelerin sonlarına gelerek onları önceki veya sonraki kelimelere, kelime gruplarına ve cümlelere bağlayan; bu bağlama görevleri yanında sonuna geldiği dil birliklerine dikkat çekme, güçlendirme, belirtme işlevi de katan edatlar: || Üçüncü bir nokta da İstanbul fethinin Malazgirt'ten başlayan bir hamleyi
Tamamladığı hakikatidir (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, s. 49). Rüyalarının esrarı, dünyasını o kadar aşmıştı ki, kendisini şimdi bütün hayata yabancı buluyordu (A. H. Tanpınar, Yaz Yağmuru: Rüyalar, s. 131). Bununla beraber muayyen hudutlar içine sıkışmış olsa bile, şu on sene içinde Türk hikâyeciliği çok ilerledi (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi: Edebiyatımızda Duraklama mı var? s. 321). Kâinat dışında ebedî bir düşünce, gerçek ve sonsuz zamanın kendisi olan bir düşünce tasavvur edin ki bizi seyretsin (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, s. 14). Ah, bin gözüm, bin kulağım olsaydı da bin şaheserin lezzetini birden tatsaydım (Erenlerin Bağından s. 17). Kaabil mi ki onsuz milletleri kalpten tutuşturan kıvılcımlar çıksın; kaabil mi ki onsuz saadet ve zafer müyesser olsun (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s. 17) vb.