Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

pekiştirmek ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

pekiştirmek anlamı İng. reinforce Osm. takviye etmek
Öğrenilmiş olan bir davranış ya da tepkiyi, dış ya da iç etkilerle güçlendirmek ve bu davranış ya da tepkinin aynı uyaran karşısında yinelenmesi olasılığını artırmak.

Güncel Türkçe Sözlük

pekiştirmek anlamı
(-i) 1. Sertleşmek, katılaştırmak. 2. Sağlamlaştırmak, tahkim etmek. 3. mec. Güçlendirmek.

Türkçe - İngilizce

pekiştirmek anlamı
fiil
1) reinforce
2) intensify
3) consolidate
4) stiffen
5) solidify
6) cement
7) establish
8) firm
9) impact
10) harden

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

pekiştirmek anlamı
1. Sıkıştırarak sağlamlaştırmak, düzeltmek, onarmak. 2. Sıkıştırarak sertleştirmek (pamuk, toprak vb. şeyleri) : Toprağı pekiştirmek için sürgülemek ister. 3. Sağlama bağlamak (mecaz): Yarın saat dörtte gelmesini pekiştir.

pekiştirmek eş anlamlısı

sağlamlaştırmak
(-i) Sağlam bir duruma getirmek, pekiştirmek.
sertleşmek
(nsz) 1. Sert bir durum almak, katılaşmak: "Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti." -R. N. Güntekin. 2. Gücü artmak, zorlu bir durum almak: İklim sertleşti. 3. mec. Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak.
tahkim etmek
kuvvetlendirmek, sağlamlaştırmak.

"pekiştirmek" için örnek kullanımlar

Bu kursa bir şeyler öğrenip var olan bilgimi pekiştirmek için katıldım.
I learned something in this course participated in order to consolidate existing knowledge.
Kaynak: dha.com.tr
Trabzonspor'da teknik direktör Tolunay Kafkas'ın eşi Oya Hanım, takımdaki aile duygusunu pekiştirmek adına düğmeye bastı.
Trabzonspor coach wife Oya Female Tolu Caucasus, on behalf of the team to reinforce a sense of family pressed the button.
Kaynak: takvim.com.tr
Karşılaşmanın ardından açıklama yapan Vali Güvenç, amaçlarının dostluk, kardeşlik ve birliktelik duygularını pekiştirmek olduğunu kaydetti.
The governor made ​​a statement after the match Güvenç objectives of friendship, brotherhood and strengthen the unity, he said.
Kaynak: haberler.com
2012 yılında emekli olan arkadaşlarımızın mutluluğunu ve hüznünü yaşarken bitmemesini temenni etmediğimiz birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek istedik.
Never run out of friends, who retired in 2012 while living in happiness and sadness that we do not wish that we wanted to reinforce unity and solidarity.
Kaynak: haberler.com
Türkiye ile Şili arasındaki dostluğu pekiştirmek adına yapılmıştır. Meydanda Şili'nin kurtarıcısı ve Şili Cumhuriyeti'nin kurucusu
Kaynak: Şili Meydanı
Oyak Renault Spor Kulübü; Sporu sosyal bir olgu olarak ele alıp marka imajını pekiştirmek, çalışanlarına ve çocuklarına spor olanaklarını
Kaynak: Oyak Renault Spor Kulübü
Fransızcasını pekiştirmek için Alyans İsraelit okuluna kısa bir süre devam etti. İskender Ferit Bey 'den de özel Fransızca dersi aldı.
Kaynak: Hüseyin Avni Lifij
Kendine taraftar bulmak ve bu saltanatı pekiştirmek için rivayete göre ordu mensuplarına 20.000 altın dinar dağıttı. Sonra da Emir Kür
Kaynak: Berkyaruk
Örneğin, kariyerinin henüz başlarındayken Madam X'in Portresi isimli tabloyu sosyete ressamı olarak ününü pekiştirmek amacıyla yapmıştı.
Kaynak: John Singer Sargent
Mimikler, bir duyguyu veya düşünceyi anlatmak ve duyguları pekiştirmek için kullanılmaktadır. Mimik ve jestlerin kullanılmasıyla yapılan
Kaynak: Mimik
Devamında sürpriz bir karşı taarruzla başarısızlığa uğrayan Kızıl Ordu Harkov Taarruzu da, Stavka'nın stratejik inisiyatifi pekiştirmek
Kaynak: İkinci Harkov Muharebesi
bilgi ve planlama becerisi kazandırmak; asker ve sivil müdavimler arasındaki koordinasyon ve işbirliği ruhunu pekiştirmek” şeklinde özetleniyor.
Kaynak: Milli Güvenlik Akademisi
Dünya çapında bir ağ olan Enstitü, "barış ortamını ve insanlar arasında dayanışmayı pekiştirmek, karşılıklı anlayışı artırmak ve sahne
Kaynak: Milletlerarası Tiyatro Enstitüsü
katkıda bulunmak ve ulusal birliği pekiştirmek için çeşitli siyasal grupların bir araya gelmesiyle oluşturulan (1915) İlerici Blok 'u destekledi.
Kaynak: Aleksandr Protopopov
Müttefikliği pekiştirmek için, elçiler, Kutsal Roma-Cermen İmparatoru III. Konrad 'dan ailesinden bir prensesi İmparatorun oğlu Manuel
Kaynak: Sulzbachlı Bertha
Öte yandan ayaklanmaları bastırarak Osmanlı egemenliğini pekiştirmek için uğraştı ve düzeni yeniden sağlamayı başardı. Korsanlığı
Kaynak: Hüseyin bin Hüseyin
İrsal, göndermek, mesel ise atasözü manasına gelir. Şiir de anlamı pekiştirmek, anlaşılır kılmak için yazıya konuyla ilgili atasözü
Kaynak: İrsal-ı mesel
Firavunun üstünlüğünü ve hakimiyetini pekiştirmek ve de tanrılara kendilerini kanıtlamak. Bu bakımdan bu hiyeroglifleri, bilinen en eski
Kaynak: Firavun
Atina'nın birliğini ve gücünü pekiştirmek amacıyla Eleusis 'teki büyük Demeter Tapınağı'nı devlet denetimine aldı ve ilk büyük
Kaynak: Peisistratos
Bu duraklama Sovyet komutanlığının da geriden ihtiyatları getirmek ve mevzileri pekiştirmek için zaman kazandırdı. Bu kısa süre içinde
Kaynak: Moskova Muharebesi
Ele geçirdiği topraklarda gücünü pekiştirmek için karmaşık bir evlilikler ve diplomatik yükümlülükler ağı kurduğu söylenir. Kategori:Benin
Kaynak: Ozolua
koruyucu olduğu şeklindeki imajını güçlendirmek diğer yandan da Osmanlı Devleti'nin modern görüntüsünü pekiştirmek üzere gündeme getirmiştir.
Kaynak: Osmanlı İmparatorluğu'nda dilencilik
Modaya uymak ve ünlerini pekiştirmek için Sadri Alışık 'tan Fikret Hakan 'a, Göksel Arsoy 'dan Ayhan Işık 'a kadar onlarca film yıldızı
Kaynak: Aguş...
Sadrazamın gerçekten "uğursuz" olduğuna dair inancı pekiştirmek için Yeniçeri Ağası olan Macar Hasan Paşa ile bir yeni komplo hazırlamıştır.
Kaynak: Divitdar Mehmed Emin Paşa

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.