Böyle ayırmalarla kayırmalarla, yapılan içi boş bir sürü
atraksiyon ve sözde ileriye atılan adımlarla olmaz ki sanki bu işler.
Such ayırmalarla kayırmalarla, a lot of the attractions and the so-called hollow if these things would not be the steps taken forward.
Kaynak: bursadabugun.comA Fatal Attraction (Tam adı: A Fatal Attraction: The Gallipoli Campaign / Bir ölümcül
atraksiyon: Gelibolu Seferi ), Paul Rohrbaugh
Kaynak: A Fatal AttractionHollywood, Singapur ve Japonya'daki Universal Studiolarda üç konulu
atraksiyon da piyasadaydı; bu atraksiyonlar 2010'da hâlâ devam ediyordu.
Kaynak: Su dünyası (film)Şehirde genellikle turist çeken yaz aylarında plajlar olmakla beraber, Brighton ve Hove şehrinde birçok turist çekmek için
atraksiyon da
Kaynak: Brighton ve Hoveordusunu öldürmeye çalıştığı sahnede, çim makinesinin kullanılmasının sebebi Jackson'ın filme "Yeni Zelandalı bir
atraksiyon" eklemek istemesiydi.
Kaynak: Braindead1980'lerin ortasında ise hergün 1,000 kişi Kissimmee'deki Xanadu evini ziyaret edip, yeni bir
atraksiyon başlattı. Üçüncü Xanadu evi,
Kaynak: Xanadu EviKapalıçarşı renk ve
atraksiyon olarak her ne kadar eski canlılığını koruyor ise de, 1970 'li yıllardan itibaren İstanbul'u ziyarete gelen
Kaynak: KapalıçarşıAfrika'nın kuzeyindeki Mısır 'da kaykay sporuna ilgi azdır ve genellikle yabancı çocukların yaptığı ilginç bir
atraksiyon olarak görülür.
Kaynak: Kaykayordusunu öldürmeye çalıştığı sahnede, çim makinesinin kullanılmasının sebebi Jackson'ın filme "Yeni Zelandalı bir
atraksiyon" eklemek istemesiydi.
Kaynak: Peter Jackson