Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
peruka anlamı İt..parrucca
Takma saç: § "Corneyler'i, Racinler'i perukalarıyla merukalarıyla ezberleyip yutmak encâm-ı kâr bir mağazada defterci olmaya müncer olacağını bilseydim..." -Ahmet Midhat Efendi, Diplomalı Kız, 52. § "İnsan zannediyor ki yaldızlı çerçevelerinin penceresinden bakan şu perukalı krallarla şu lüle lüle saçlı asilzadeler, oralardan atlayıp bunları hemen kuşanıverecek..." -Ruşen Eşref Ünaydın, Millî Mücadele, 77. § "Karısı veya kız kapkara saçlarını sarıya boyatıp kıvrım kıvrım kıvırmış, bir peruka hâline sokmuş." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 71. § "peruka: Yapma saç." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "İç rahatsızlığı, yeni saçarlına alışmasına imkân vermiyor, onları başında peruka gibi hissettikçe, huzursuzluğu artıyordu." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 309.