petrol anlamı Fr.pétrole
Yoğunluğu 0,8'den 0,95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı: § "
Petrol lambalarının ışığı altında bahçenin bir köşesinde, büyükçe bir ağacın dibinde alelacele bir mezar kazmışlardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 23. § "
Oysa artık eski yandan çarklı vapurların yerini bu sularda birçok petrol tankeri almıştır." -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 87. § "
Petrolün bu hâlde neşredeceği mundar bir koku ile bütün haneyi kokutmakta." -Ahmet Midhat Efendi, Henüz 17 Yaşında, 24. § "
Yamaçtaki evlerde cılız petrol ambarlığının titrek ışıkları görülür." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 114. § "
Bütün bu ordu ve malzeme enkazı üstünde benzin, petrol, yağ kokuları vardı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Bütün Eserleri, 50. § "
Kolayını buluruz, dedi, petrolün bazı hassaları vardır..." -
Reşat Nuri Gültekin, Eski Hastalık, 151. § "
Fiyatını söyledikleri zaman bütün dünyanın petrol madenleri tutuşmuş..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 116. §
"Öbür ikisi de ta orta yerde, tavana asılı petrol lambasının altında altmışaltı oynayan iki kasketli adam…" -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 34. § "
Bu medeniyetin antik ocak ve lambalarını yakacak enerjiyi uskuru bir balığa saplanmış köhne petrol tankerinden alacağını da hayal edebiliyorum." -Orhan Pamuk
, Kara Kitap, 24. § "
Büyük Balıklar adını taşıyan romanını okuduğu zaman şekerin ucuzladığı günde İran'daki petrol anlaşmazlığının başladığı gün arasında birkaç aylık tarih farkı olduğunu; oysa romanın bu iki olayı aynı günde topladığını söyleyerek kitabımı eleştirmeye kalkmıştı." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 163. § "
Her ikisi de karın boşluğumu, iğrenç bir gazla dolduruyor; kendimi yanlış bir masaya mecburi iniş yapmış andavallı bir zeplin gibi hissetmeme; dizlerimden, kuyruk sokumumdan aşağı, petrol kokulu bir ter boşaltmama sebep oluyordu." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 467.