poz ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
poz anlamı
is. 1. Resim ve fotoğrafta duruş: "Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim." -R. N. Güntekin. 2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre. 3. Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare. 4. mec. Kurum, çalım: "Büyük yazar pozlarındalar ama, edebiyat dünyası denilen şu dünyanın ne geçmişinden ne şimdisinden haberleri var." -N. Meriç.
is. 1. Resim ve fotoğrafta duruş: "Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim." -R. N. Güntekin. 2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre. 3. Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare. 4. mec. Kurum, çalım: "Büyük yazar pozlarındalar ama, edebiyat dünyası denilen şu dünyanın ne geçmişinden ne şimdisinden haberleri var." -N. Meriç.
Türkçe - İngilizce
poz anlamı
isim
1) exposure
2) pose
3) posture
4) attitude
5) time exposure
6) copy
isim
1) exposure
2) pose
3) posture
4) attitude
5) time exposure
6) copy
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
poz anlamı Fr.pose
1. (resim ve fotoğrafta) Duruş: § "Durdu. Prof. Dr. İhsan Türközü ile bir poz daha." -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 123. § "… hastanenin bahçesinde muhtelif pozda resimler alarak Züleyha'ya gönderiyordu." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 91. § "Onun kendisinden istenen şeyi anlatmaya razı olduğu zaman aldığı bu poz derhal alaka uyandırır ve yarattığı sessizlik ortasında bütün dikkatleri toplardı." -Peyami Safa, Yalnızız, 51. § "Çilecilik ve öz cezalandırıcılık kokan pozlar pozisyonlar…" -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 131. § "- Nil, Olcay'a açıkçası homo pozlarında artık." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 325. 2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre. 3. Kurum, çalım: § "Kırmızı, mavi mendillerin içine kumral başlarını sarmış, neşeli, munis pozlarına o mendillerin altından sarı perçemler dökülen Rus kızları dolaşır." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 80. § "…vatana yeni doğmuş hür çocuklar pozuyla ve daha ana rahminin karanlığı silinmeden üstümüzden, dünyanın bütün aydınlıklarını gülücüklerimizde taşıyarak ?" -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 46.
1. (resim ve fotoğrafta) Duruş: § "Durdu. Prof. Dr. İhsan Türközü ile bir poz daha." -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 123. § "… hastanenin bahçesinde muhtelif pozda resimler alarak Züleyha'ya gönderiyordu." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 91. § "Onun kendisinden istenen şeyi anlatmaya razı olduğu zaman aldığı bu poz derhal alaka uyandırır ve yarattığı sessizlik ortasında bütün dikkatleri toplardı." -Peyami Safa, Yalnızız, 51. § "Çilecilik ve öz cezalandırıcılık kokan pozlar pozisyonlar…" -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 131. § "- Nil, Olcay'a açıkçası homo pozlarında artık." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 325. 2. Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre. 3. Kurum, çalım: § "Kırmızı, mavi mendillerin içine kumral başlarını sarmış, neşeli, munis pozlarına o mendillerin altından sarı perçemler dökülen Rus kızları dolaşır." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 80. § "…vatana yeni doğmuş hür çocuklar pozuyla ve daha ana rahminin karanlığı silinmeden üstümüzden, dünyanın bütün aydınlıklarını gülücüklerimizde taşıyarak ?" -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 46.
poz eş anlamlısı
çalım
is. 1. Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka: "Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu." -N. Uygur. 2. Kılıcın keskin yanı. 3. Menzil, erim: Kurşun çalımı. Göz çalımı. 4. Biraz benzeme, andırma. 5. den. Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. 6. sp. Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi.
is. 1. Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılan abartılı davranış, kurum, caka: "Sözlerini tartarak konuşuyorlarsa çalımlarından değil bu." -N. Uygur. 2. Kılıcın keskin yanı. 3. Menzil, erim: Kurşun çalımı. Göz çalımı. 4. Biraz benzeme, andırma. 5. den. Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. 6. sp. Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi.
kurum
(I) is. Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is: "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." -Halikarnas Balıkçısı.
(I) is. Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is: "Vapur dumanı ve baca kurumuyla kapkara olan saçlarımla yastığı kirletmek istemiyordum." -Halikarnas Balıkçısı.
kurum
(II) is. huk. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese: Türk Dil Kurumu.
(II) is. huk. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese: Türk Dil Kurumu.
kurum
(III) is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür: "Sokakta bir sadrazam kurumu ile yürür." -H. E. Adıvar.
(III) is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür: "Sokakta bir sadrazam kurumu ile yürür." -H. E. Adıvar.
"poz" için örnek kullanımlar
İki lider, hediye edilen uçuş montları ile gazetecilere poz da verdi.
The two leaders, journalists, posing as a gift and gave flight jackets.
Kaynak: hurriyet.com.trİskender kebabını tatmadan geçmeyen Yazıcı, gazetecilere poz verdi.
Iskender kebab tasted not print, posed for reporters.
Kaynak: timeturk.comSevgilisini en önde izleyen Gedik, objektiflere poz vermeyi de ihmal etmedi.
Green's girlfriend after the premier, did not neglect to pose for the cameras.
Kaynak: sanliurfa.comDiğer kapak fotoğrafında ise ikili tam tersi şekilde poz vermiş.
Other cover photo, bilateral posing vice versa.
Kaynak: radikal.com.trPoz düzeltmesi, aydınlık tondaki bir konunun poz değerlerini ölçerken film üzerine pozometrenin öngördüğünden daha fazla ışık, karanlık
Kaynak: Poz düzeltmesi (fotoğrafçılık)
Kaynak: Poz düzeltmesi (fotoğrafçılık)
Manken ya da model, sanat , moda veya reklam için poz yapan veya kendini sergileyen kişidir. Modellik; oyunculuk , dansçılık veya mim
Kaynak: Manken
Kaynak: Manken
Pozometre; poz değerini, objektif inden vizör e giren ışığın miktarını ve ışık girme süresini belirleyip ölçen düzendir. Bir SLR fotoğraf
Kaynak: Pozometre
Kaynak: Pozometre
Eserde poz veren model aynı zamanda ressamın sevgilisi olan Hendrickje Stoffels 'tir. Çok genç yaşında ölen Stoffels'in tabloda sol
Kaynak: Banyosunda Betşeba
Kaynak: Banyosunda Betşeba
Görüntünün orta kısmındaki ışığa diğer kısımlardaki ışıktan daha fazla ağırlık veren bir poz ölçüm sistemi. Genellikle vizör ün
Kaynak: Merkez ağırlıklı ölçüm (fotoğrafçılık)
Kaynak: Merkez ağırlıklı ölçüm (fotoğrafçılık)
Teleobjektifle çekilen fotoğraflarda net görüntü alabilmek için poz süresinin kısa olması gerekir. uzaklığı arttıkça poz süresinin bununla
Kaynak: Teleobjektif (fotoğrafçılık)
Kaynak: Teleobjektif (fotoğrafçılık)
mutlaka doğru sonuç alınması gereken konularda doğru olduğu varsayılan ilk poz değerinde bir değişkenin (enstantane ya da diyafram ) sabit
Kaynak: Bracketing (fotoğrafçılık)
Kaynak: Bracketing (fotoğrafçılık)
Ferdinand Leenhoff ve ressamın erkek kardeşleri Gustave ve Eugène Manet'nin poz verdikleri tablo, geniş fırça darbeleri, farklı ışık gölge
Kaynak: Kırda Öğle Yemeği
Kaynak: Kırda Öğle Yemeği
1970'lerin popüler olan Jeane Manson, Ağustos 1974'te Playboy için poz verip playmate olmuştur. ziyaretinde Türk Playboy'u için de poz vermiştir.
Kaynak: Jeane Manson
Kaynak: Jeane Manson
Tablonun sol tarafında oturarak poz vermiş olan model, ressam Berthe Morisot idi. Morisot daha sonraki yıllarda Manet'nin erkek kardeşi
Kaynak: Balkon (tablo)
Kaynak: Balkon (tablo)
Tabloda, Manet'nin Olympia ve Kırda Öğle Yemeği gibi çalışmalarında da görülebilecek favori modeli Victorine Meurent poz verdi.
Kaynak: Saint-Lazare Garı
Kaynak: Saint-Lazare Garı
1989'da Sports Illustrated modeli olarak poz verdikten sonra ünü arttı. Cosmopolitan gibi dergilerin içinde bulunduğu dergilere kapak
Kaynak: Rachel Hunter
Kaynak: Rachel Hunter
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
