rahatsız ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
rahatsız anlamı
sf. 1. Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz. 2. Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren: Bu sandalye pek rahatsız. 3. Hasta, keyifsiz.
sf. 1. Rahatı olmayan, tedirgin, huzursuz. 2. Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren: Bu sandalye pek rahatsız. 3. Hasta, keyifsiz.
Türkçe - İngilizce
rahatsız anlamı
sıfat
1) uncomfortable
2) disturbed
3) troubled
4) uneasy
5) sick
6) ill
7) indisposed
8) ailing
9) unwell
10) bad
11) diseased
12) seedy
13) poorly
14) comfortless
15) worrisome
16) unrestful
17) incommodious
18) in bad health
19) constrained
20) queer
21) out of sorts
sıfat
1) uncomfortable
2) disturbed
3) troubled
4) uneasy
5) sick
6) ill
7) indisposed
8) ailing
9) unwell
10) bad
11) diseased
12) seedy
13) poorly
14) comfortless
15) worrisome
16) unrestful
17) incommodious
18) in bad health
19) constrained
20) queer
21) out of sorts
rahatsız eş anlamlısı
hasta
sf. 1. Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız: "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." -Y. K. Beyatlı. 2. mec. Aşırı düşkün, tutkun: Maç hastası. 3. argo Parasız, züğürt. 4. tkz. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.
sf. 1. Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız: "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." -Y. K. Beyatlı. 2. mec. Aşırı düşkün, tutkun: Maç hastası. 3. argo Parasız, züğürt. 4. tkz. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.
huzursuz
sf. 1. Huzuru olmayan, tedirgin, rahatsız: "Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yan aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." -A. Kutlu. 2. zf. Tedirgin, rahatsız bir biçimde: "Huzursuzluğum arttıkça uykuya sığınıyor, sonlarını hatırlayamadığım rüyalardan daha da huzursuz uyanıyorum." -E. Şafak.
sf. 1. Huzuru olmayan, tedirgin, rahatsız: "Parasız, arkadaşsız, huzursuz, düzensiz, yan aç yarı tok bir yaşam sürdürüyorduk." -A. Kutlu. 2. zf. Tedirgin, rahatsız bir biçimde: "Huzursuzluğum arttıkça uykuya sığınıyor, sonlarını hatırlayamadığım rüyalardan daha da huzursuz uyanıyorum." -E. Şafak.
keyifsiz
sf. 1. Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız. 2. Neşesiz.
sf. 1. Sağlığı pek yerinde olmayan, rahatsız. 2. Neşesiz.
tedirgin
sf. Rahatı, huzuru kaçmış, bizar: "Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi." -T. Buğra.
sf. Rahatı, huzuru kaçmış, bizar: "Herkes tedirgin, kuruntulu ve heyecanlı idi." -T. Buğra.
"rahatsız" için örnek kullanımlar
2010 yılında yaptığımız devrim hala bazılarını rahatsız ediyor.
In 2010, some of our revolution, still bothers me.
Kaynak: yenimesaj.com.trFakat azda olsa bir takım grup bu görüntüden rahatsız oluyordu.
However, a number of lesser extent, the group was disturbed that image.
Kaynak: haberler.com2010'da yaptığımız devrim halen bazılarını rahatsız ediyor.
Is still bothered by some of our revolution in 2010.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trLütfi paşa bu olaydan çok rahatsız oldu ve şah sultana tepkisini gösterdi.
Lutfi Pasha response to this incident was very uncomfortable and the king showed the sultan.
Kaynak: kadinhaberleri.comKorku, bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen rahatsız edici ve olumsuz bir his tir. Korku belirli bir ağrı veya tehdit
Kaynak: Korku
Kaynak: Korku
Bulantı mide de kusma isteği ile birlikte oluşan bir rahatsız durumdur. Sebepleri: Bulantı bir hastalık değildir;mide veya mide ile ilgisi
Kaynak: Bulantı
Kaynak: Bulantı
Amnezi veya hafıza kaybı, belleğin (hafızanın) rahatsız olması, bozukluğa uğraması durumudur. Amnezinin nedenleri organik veya
Kaynak: Amnezi
Kaynak: Amnezi
Alpler Zafer Anıtı ya da Augustus Zafer Anıtı, Roma İmparatoru Augustus tarafından, Roma yolları üzerindeki tüccarları rahatsız eden,
Kaynak: Augustus Zafer Anıtı
Kaynak: Augustus Zafer Anıtı
Domovoi (Rusca домово́й "ev sahibi") Slav folkloru nda evin koruyucu ruh unun adı olup kızdırılmadığı sürece insanları rahatsız etmeyen,
Kaynak: Domovoi
Kaynak: Domovoi
Drama ve psikoloji temalı filmde, rahatsız edilen genç bir kadın(Kristen Stewart ), doug riley(James Gandolfini ) ve karısının (Melissa Leo
Kaynak: Welcome to The Rileys
Kaynak: Welcome to The Rileys
Kalbi rahatsız olmasına rağmen çok iyi kaptan ve oyuncudur. Jun misugi musashıda oynamaktadır takım arkadaşlarıyla çok mutludur.
Kaynak: Jun Misugi
Kaynak: Jun Misugi
nefretli konuşma , ad veya lakap takmak, postayla veya e-postayla rahatsız etmek, telefonla rahatsız etmek, mesajla rahatsız etmek, duvar
Kaynak: Nefret suçu
Kaynak: Nefret suçu
Fakat burada yılan ve akrepten çok rahatsız oluyorlardı sıkıntılı ve güç bir yaşamları vardı. Bu durumdan kurtulamıyorlardı. Bir gün şimdiki
Kaynak: Alacaatlı, Sındırgı
Kaynak: Alacaatlı, Sındırgı
Birimin kapatılma sebebi olarak da askeri üslerde çalışan personelin rahatsız edilmesi ve onlara kötü davranılması olarak gösteriliyor.
Kaynak: Red Cell
Kaynak: Red Cell
Ardından 4 yıl süreyle Amasya 'da görev yapmış, gözleri rahatsız olduğu için görevden çekilmiştir. istenmişse de gözlerinden rahatsız olduğu
Kaynak: Pepe Salih Paşa
Kaynak: Pepe Salih Paşa
Genellikle ayaklarda dar ve rahatsız ayakkabı giymekten olur. Dar ve rahatsız ayakkabı giyince parmak uçlarındaki sinirler harekete geçer
Kaynak: Morton nöroması
Kaynak: Morton nöroması
Sisli ve soğuk havalarda çok rahatsız olurlar. Hastalığın başlangıcında kuru ve ağrılı öksürük, az yapışkan balgam, sonraları sümüksü
Kaynak: Bronşit
Kaynak: Bronşit
sokakların yanı sıra oldukça estetik çeşitli kanatlı hayvan türlerinin esenlik içinde rahatsız edilmeden yaşadıkları park ve bahçeler yer almaktadır.
Kaynak: Chicago
Kaynak: Chicago
Aşırı nem aşırı sıcaklıktan daha rahatsız edicidir. Örneğin 40 °C sıcaklık ve %10 nispi neme sahip bir hava 30 °C sıcaklık %80 nispi neme
Kaynak: Klima
Kaynak: Klima
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
