nemli sf. 1. Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı:
"Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti." -P. Safa. 2.
mec. Yaşlı (göz).
yaş(I)
is. 1. Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman, sin (II):
"Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." -C. S. Tarancı. 2. Hayatın çeşitli evrelerinden her biri, çağ:
"Genç yaşında. Kızımızı yetiştirdik bu yaşa getirdik." -M. Yesari. 3. Bir kurum, bir kuruluş, düzen vb.nin kurulduğundan bu yana geçen zaman:
Yetmiş beş yaşına basan Türkiye Cumhuriyeti. 4.
meteor. Bir gök cisminin oluşmaya başladığı günden bugüne kadar geçirdiği zaman süresi.
yaş(II)
sf. 1. Nemli, ıslak, kuru karşıtı. 2. Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. 3.
is. Gözyaşı. 4.
argo Kötü:
Bugün işler yaş. 5.
argo Zor.