Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
reform anlamı Fr.réforme
Daha iyi duruma getirmek için yapılan değişiklik, iyileştirme, düzeltme, ıslahat:§ "Arapça, Farsça kaidelere göre yapılan terkipleri Türkçeden atmış olmalarına bu yolda kafi bir reform manası verilemezdi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 118. § "Reformlar sırasında üreyip türememesi için gerekli tedbirler alınmalıdır." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 37. § "Avrupa'da Rönesans, reform, felsefi teceddüd, romantizm gibi ahlaki, ilmî inkılaplar kurun-ı vusta hayatına nihayet verdi." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 51. § "Sizler hâlâ toprak reformuna yan çiziyorsunuz ama!" -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 366. § "Öne sürdüğü şartlar üstünde yeni reformlar ve kötü idarenin esastan ıslahı ..." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 67. § "… hepimiz memleketimiz ve milletimiz için eğitim ve iktisat sahalarında yapılması zaruri reformlar üzerine derin bir sohbete dolacağız." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 130. § "Kalvinist reform, yeni Yunan hümanizminin ihtiva ettiği paganizme karşı, zarurî bir başkaldırmadır." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 89. § "Bir yandan II. Mahmut'un reformları anlatıyor, bir yandan da neden böyle sıkıştırdığını araştırıyordu." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 385. § "Üstelik ülke kalkınmasını altyapısal bir dönüşüme (ciddi toprak reformu, sanayileşme) bağlamıyor…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 21.