reklam anlamı Fr.réclame
1. Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol: § "
Bir hayat ve sevgi reklamı yapıyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 58. § "
Fakat gazetesinde bana öyle bir reklam yaptı ki..." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 143. § "
Zira, bunu hem şahsı, hem eseri için bir reklam telakki ediyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 36. § "
Bazı yayınevlerinin çeşitli reklam yollarıyla bir çeşit güncel değerlendirme tröstleri kurabilmiş olduklarını görüyoruz."
-Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 13. § "
Hatta işlettiği hususi tımarhane için iyi bir reklam olacağınıza da emin." -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 70. §
"Muhtarın ve gençlerin, köyün reklamını yaptığını düşünerek ses çıkartmadıkları günü birlik şöhret parıltısı da böylece sönmeye başladı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 198. § "
…reklam, piyasa araştırması, fuarcılık, çeşitli sinema ve video işlerini çevirenleri bir kurcalayın…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 67. 2. Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb: § "
moda mağazası reklamı bu kadar düzgün ve kibar olamazdı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 73. § "
Türlü türlü tesadüf oyunun reklamlarını okur ve orada işin pek tabii bir ticaret hâline geldiğini öteden beri görür, dururuz." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 55. § "
İlaç reklamlarının önüne sürükler." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar: Bir Kahramanın Ölümü, 301. § "
Sokak ışıkları ve sadece reklâmlar yaşıyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 93