tek kelimeyle
rezalet bir tane organize atağımız yok 90dakika boyunca.
No attempt is simply a disgrace 90dakika organized for one.
Kaynak: fotomac.com.trBu
rezalet duruma binaen, takıma bir de Webo'yu getiriyorsunuz.
This is a disgrace virtue of the situation, the team bring a Webo'yu.
Kaynak: blog.milliyet.com.trO gol olsa da
rezalet bi top oynadık o halde bile kazanmamız imkansızdı bence.
He then played the ball bi goal disgrace even though I think it was impossible to win.
Kaynak: fotomac.com.trTek kelime ile
rezalet", Taka Gazetesi, "Sadri Başkan Trabzon'u kümeye mi atacaksın?
In a word, a disgrace, "Journal of Taka," Throw the cluster to Trabzon Chairman Sadri?
Kaynak: fanatik.com.tr"Vallahi
rezalet, billahi
rezalet" | sayfa 19 | tarih 26 Şubat 1990 | erişimtarihi 27 Ağustos 2010 | yayımcı Milliyet başlık Trabzon'dan
Kaynak: Hakan ŞükürRoosevelt savaş ilanını aynı gün imzalayarak onayladı ve önceki günün "
rezalet içinde yaşanılacak bir gün" olduğunu söyleyerek kongrenin
Kaynak: Pearl Harbor SaldırısıO zaman ki Chelsea teknik direktörü Jose Mourinho , yaptığı açıklamada "bu bir
rezalet. Hayatta olduğu için çok şanslı." dedi.
Kaynak: Petr ČechFilm ünlü Amerikan eleştirmenler Siskel ve Ebert tarafından
rezalet olarak görülmüş, Lynch ise bu görüşleri filme gitmek için iki neden
Kaynak: Kayıp OtobanŞiirin Tamamı : Dünyâda vü ukbâda ne zillet ne
rezalet: Lâyık mıdır insân olana vakt-i kazada: Hak zahir iken bâtıl için hükmü imâlet:
Kaynak: Terkîb-i bend (Ziya Paşa)Daha sonra Bardot, öncesinde hiçbir tiyatro deneyimi olmamasına karşın, buradaki oyunculuğunu «
rezalet » olarak tanımlayacaktır.
Kaynak: Brigitte BardotEtrafında döndüğün her anda polisler bir tür
rezalet çıkarmaya çalışıyordu İki tane kadın polis dahil olmak üzere on tane polis memuru,
Kaynak: Stonewall ayaklanmaları