Oysaki
saklamak yerine bu durumu gün yüzüne çıkarmalıyız.
Yet, instead of storing this situation have to get the light of day.
Kaynak: bugun.com.trHep kadınlarla birlikte oldum ama bunu
saklamak durumundaydım.
I've been with women all the time, but I durumundaydım store.
Kaynak: spothaber.comGerçek gider yöntemini seçenler gider belgelerini 5 yıl
saklamak zorundadırlar.
Those who choose to go to the actual expense method must store documents for 5 years.
Kaynak: emlak.haber7.comÇocuğun görevi bu kutuyu
saklamak.
Check this box to store your task.
Kaynak: gazetea24.comPNG, "Taşınabilir Ağ Grafiği" anlamındaki (Portable Network Graphics) 'in kısaltmasıdır ve kayıpsız sıkıştırarak görüntü
saklamak için
Kaynak: Portable Network GraphicsEEPROM (Electronically Erasable Programmable Read-Only Memory), kalıcı olmayan küçük boyuttaki verileri kalıcı olarak
saklamak için
Kaynak: EEPROMKonserve, insanların besinleri, besin değerlerini kaybetmeden
saklamak için geliştirdikleri bir yöntemdir. Batı dillerinde kullanılan
Kaynak: KonserveTerim, Latince "gizlemek", "
saklamak", "üstünü örtmek" anlamına gelen "occulere"den türemiştir. Eski Yunan'daki karşılığı ezoterik tir.
Kaynak: Okült3GP cep telefonlarında çoklu ortam
saklamak için kullanılan (ses ve görüntü için) dosya biçimidir . Bu dosya biçimi MOV 'a benzeyen
Kaynak: 3GPKın, kılıç ya da diğer kesici silah ları tutmak, taşımak veya
saklamak için kullanılan kılıftır. Kınlar yıllardır deri , tahta ve
Kaynak: KınDNA veri tabanı veya "DNA databank" DNA bilgilerini
saklamak için tasarlanmış bir tür veri tabanı dır. Bir DNA veri tabanı, genetik
Kaynak: DNA veritabanıGenellikle az kullanılan eşya yı
saklamak üzere kullanılır. Nemli iklim in görülmediği yerlerdeki hemen tüm çağdaş yapılarda bulunmaktadır
Kaynak: Bodrum (mimarlık)Bir açık dosya biçimi , sayısal verileri
saklamak için genellikle standart organizasyonları tarafından yayımlanmış ve herkesçe kullanılıp
Kaynak: Açık biçimKitaplık, genellikle yatay rafları bulunan kitap
saklamak için kullanılan mobilyadır. Kitap, dergi, Cd, film, plak gibi her türlü basılı
Kaynak: KitaplıkBu durumda mantarın meyve verdiği dönemlerde ve/veya yıllarda topladığımız fazla mantarları
saklamak, daha sonra mantar mevsimi olmayan
Kaynak: Mantarın saklanmasıhide | hid | hidden |
saklamak | hit | hit | hit | vurmak | hold | held | held | tutmak | hurt | hurt | hurt | yaralanmak |
Kaynak: Düzenli-Düzensiz FiillerZaman içinde kompakt kasetler, ilk bilgisayarlar için veri
saklamak amacıyla da kullanılmışlardır. 1960 lardan 1990 ların sonuna kadar
Kaynak: KasetBu nedenle bilgisayarlarda programları daha uzun süreli ve kalıcı olarak
saklamak için farklı birimler (sabit disk - CD - DVD )
Kaynak: Bellek (bilgisayar)bacaklarındaki tayt ın üzerinde bir don vardır ki, o zamanlar sirklerde gösteri yapan güçlü adamların neyi
saklamak için giydiğini tahmin edersiniz.
Kaynak: Supermanyaptıklarını araştıran soruşturmada kamuoyundan bilgi
saklamak ve kamuoyunu yanlış yönlendirmek ile itham edilmiş olup soruşturma devam etmektedir
Kaynak: Tony BlairAslında kelime, gizlemek,
saklamak anlamlarına gelen (ك ف ر) kökünden gelir. Sözlük anlamıyla, tohumları toprağın altına gizlemesi
Kaynak: KâfirOnları ayrı dosyada veya dosyalarda
saklamak, onları değişik HTML sayfalarınca kullanılmasını sağlar, aynı sayfanın değişik aygıtlara göre
Kaynak: Cascading Style Sheets