Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

saklayan ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

saklayan anlamı
müstevda', vedîa alan.

"saklayan" için örnek kullanımlar

Kendisinden Osmanlı servetini saklayan kardeşleri Hatice ve Şah Sultanları neler bekliyor.
Sultans of the Ottoman wealth itself stores the Shah brothers and sisters Khadija and what to expect.
Kaynak: habergazete.com
Sol tarafta topla buluşan Caner Erkin arka direkte kendini iyi saklayan Krasic'e ortasını yaptı.
Meet at the ball on the left side hides a good Krasic'e Caner Erkin was the middle back of the pole itself.
Kaynak: ntvspor.net
Sol tarafta topla buluşan Caner Erkin arka direkte kendini iyi saklayan Milos Krasic'i fark ediyor.
Meet at the ball on the left side Caner Erkin difference in the rear mast is well-stores Milos Krasic'i.
Kaynak: habergazete.com
Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun
Kaynak: Banka
Dijital fotoğraf makinesi fotoğraf ları elektronik olarak çeken ve saklayan elektronik bir cihazdır. Geleneksel fotoğraf makinelerinde
Kaynak: Dijital fotoğraf makinesi
Bilgi işlem, bir kurumun verilerini ve bilgisini saklayan, işleyen ve ayrıştıran bölümüne denir. Günümüzde bilgi işlem daha çok bir
Kaynak: Bilgi işlem
Programlama dillerinde bellek adreslerini saklayan değişkenlere verilen genel isim. Bir programlama dilinde her hangi bir değişkeni
Kaynak: İşaretçiler
modelleyen, yapılandıran, değerlendiren, saklayan, çeşitli ortamlarda anlaşılır ve yansız (objektif) biçimde sunan (coğrafi bilginin
Kaynak: Kartografya
rastgele erişimli bellek bir tümleşik devre içinde her bir veri bitini ayrı bir kapasitör içinde saklayan Rastgele Erişimli Bellek türüdür.
Kaynak: DRAM (bilgisayar)
dayanmanın, geleneğin etkisinin, önyargıların ve kişinin cehaletini saklayan sözde bilgeliğin, insanı hakikate ulaşmaktan alıkoyduğunu söylemiştir.
Kaynak: Roger Bacon
Web siteye ait dosyaları saklayan ve internet kullanıcılarının erişimine sunan bu bilgisayarlara web sunucusu (web server), bu veri
Kaynak: Barındırma hizmeti
Frank 'ı ve onun birkaç aile dostunu Anne'nın babası Otto Frank 'ın baharat şirketinin tavan arasında Nazi ler'den saklayan Hollanda vatandaşı.
Kaynak: Miep Gies
Ancak 2005 'te temyiz mahkemesine gitti ve mahkeme tarafından affedilerek tahliye edildi. Uday Hüseyin 'i ABD askerlerinden saklayan
Kaynak: Gazi Meşal El Yaver
Oyunda, siyahlar giymiş, uzun beyaz saçlı ve yüzünü saklayan bir figür, beyaz bir masanın yanındaki beyaz bir sandalyeye oturmuş olarak
Kaynak: Ohio Doğaçlaması
6 ila 8 sistein kalıntısını saklayan 15-20 amino asit den meydana gelmişlerdir. Bağışıklık sistemi nin hücreleri, örneğin nötrofil ler ve
Kaynak: Defensin
Maça ası gibi bir 'özel' kart arabayı saklayan kapıyı, iki kırmızı ikili gibi iki sıradan kart da, keçileri saklayan kapıları temsil eder.
Kaynak: Monty Hall problemi
Para sadece real değerleri saklayan bir örtü, bir peçedir. Satışların iyi gitmemesi, piyasada yeterli para bulunmamasından değil, yeterli
Kaynak: Say kanunu
Düğüm bir miktar veriyi saklayan mantıksal bir alan olarak düşünülebilir. Bir miktar veri ve diğer düğümlere bağlantılar içeren bellek
Kaynak: Düğüm (bilgisayar bilimleri)
Saklanacak belgede metin ve resim/arkafonları ayrı katmanlara ayırarak saklayan DjVu teknolojisi; artımlı (progressive) yükleme, aritmetik
Kaynak: DJView
rivayete göre sırıl köyünün adı önceden sırıl diye anılmazmış .Tam olarak bilinmeyen bir olay üzerine sır saklayan köy yani SIRIL köy
Kaynak: Sırıl, Orhaneli
Özel yaşamını büyük bir titizlikle gözlerden saklayan De Niro, meslek yaşamı ile aile hayatını birbirinden iyice ayıran ender yıldızlardan
Kaynak: Robert De Niro
saklayan, sahabetine alan, ellerinde tutan,: bulan ya da kaçıran kişiyi, bir silmaril'i.: böylece hepimiz yemin ediyoruz ki:ölüm getireceğiz
Kaynak: Fëanor

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.