Enzim sentezlemek,
salgılamak ister.
Synthesizing enzyme, want to excrete.
Kaynak: kadinhaberleri.netları
salgılamak gibi temel işlevleri bulunan pankreas taki sağlıklı hücreler anormalleşerek hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık .
Kaynak: Pankreas kanseriFizyolojik adaptasyonlara örnek olarak bir zehir üretmek, sümük
salgılamak, homeostaz gibi biyokimyasal yollar veya sistemler
Kaynak: AdaptasyonÇekici veya itici koku, mum, zehir, ipek, yağ, tükürük, antikoagülan madde gibi birçok maddeyi
salgılamak üzere özelleşmiş çok sayıda bez
Kaynak: Altı bacaklılarHormon
salgılamak: Böbrekler eritropoietin (alyuvar yapımını uyaran hormon) salgılar. Ayrıca etkin durumda olmayan vitamin D'yi (önhormon)
Kaynak: BöbrekÇocuğun gelişim evrelerinde kalıtımsal eksik organlara, organik sistemlere ve iç
salgılamak bezelerine sahip olmanın yarattığı durumun;
Kaynak: Bireysel psikolojimakinalarının yerine getiremediği hormon ve bağışıklık faktörleri
salgılamak gibi doğal böbrek işlevlerini sağlamayı amaçlamaktadır FDA
Kaynak: Yapay organproteinleri kolaylıkla hazmeden karasinek, çok sevdiği sert yiyecekleri sıvı hale dönüştürmede bol miktarda tükürük
salgılamak durumundadır.
Kaynak: KarasinekÇıkan larvalar proteolitik enzimler
salgılamak suretiyle bulundukları organik dokuyu delerek daha derinlere girerler. uygun sıcaklıklarda
Kaynak: Adli entomolojiÇekici veya itici koku, mum, zehir, ipek, yağ, tükürük, antikoagülan madde gibi birçok maddeyi
salgılamak üzere özelleşmiş çok sayıda bez
Kaynak: Böcek