Acılı olayların ve insanlığın umutsuzluğunun ressamı olarak ün
salıp, acıyı yer yer bayağılığa kaçan bir gerçekçilikle yansıttı.
Kaynak: Jusepe de Riberabeceren tohum taneleri kısa ve güçlü sağanaklar biçiminde yağan ilk yağmurlarda hemen kök
salıp çiçek açar ve birkaç gün içinde olgunlaşır.
Kaynak: Sahra ÇölüHârûn Reşîd arkasından adamlar
salıp danışacağı yeri öğrenmek ister. Behlül gide gide şehir dışında bir mezbahaya ulaşır. Başını eğip bir
Kaynak: Harun Reşidasıl adı BOYBEYİ aşireti olan aşiret reisine şaka yapmak üzere haber
salıp sizin bir adamınız elimizde bir kese altın al gel adamını veryim
Kaynak: Çakallı, HalfetiDiğer yanda kuşbaşı eti tencereye koyup suyunu
salıp çekinceye dek karıştırarak kavurun, suyunu çektiğinde 1 çorba kaşığı zeytinyağında
Kaynak: Patlıcan kebabıBenzersiz özelliği çoğu insanın yaşadığı alışılmış zihinsel gerginliği gevşeterek enerjiyi
salıp serbest bırakmasıdır. Kannanın aynı anda
Kaynak: KannaArt-arttıñ оvaazınga Dajın
salıp çalbargan Tañdı, Sayan ıdıınga Agın örgeen Tıva mеn. | На оваа самого священного перевала Возложил
Kaynak: Men Tuva menGenellikle opera besteciliği ile ün
salıp, en başarılı eserleri Manon (1884), Werther (1892) ve Thaïs (1894) olmuştur. Operaseverlerin
Kaynak: Jules MassenetBu hayvanlar toksin üreten bakterileri kendileri zarar görmeden barındırabilirler, dışkılarıyla onları çevreye
salıp insanlara geçmelerine
Kaynak: Şiga toksiniSüreklerini Borsuma ve Çiçek Dağına yaylaya
salıp, hayvan alış verişlerini Yozgat ve Kayseri pazarlarında yapan Hasan Ağa tarıma daha çok
Kaynak: Seydimçakallı, ÇorumOnu öldürmeğe kıyamamış ve
salıp, gitmesine izin vermek anlamındaki 'azad ettim' demiş. Bugün kü köyün adıda, bu serbest bırakılan kızcağıza
Kaynak: Azatlı, HavsaBu durumdaki et suyunu
salıp, tekrar çekinceye kadar pişirilir. Bu pişme, etin tam pişmesi bakımından %40 ı oranındadır. Başka kapta
Kaynak: Yenikavak, Balya