San ne demek?
- 7 sözlük, 22 sonuç.
BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
San anlamı İng. Apposition Osm. unvan Alm. Apposition Fr. Apposition
(Derleme.. unvan sıfatı, unvan grubu) Özel addan önce veya sonra kullanılan sıfat görevli ad: Sultan Ahmet, Ayşe Sultan; Hemşire Ayşe, Ayşe Hemşire; Öğretmen Gül, Gül Öğretmen; Paşa Kâzım, Kâzım Paşa; Binbaşı Ali, Ali Binbaşı; Çavuş Hasan, Hasan Çavuş vb.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
san anlamı Osm. elkap, tekilî lakap
Osmanlılar çağında ileri gelen kişilerin -orunlarına göre- adlarından önce kullanılan unvan sıfatları. Ör.: Devletlu, fehametlu, izzetlu.. .vb.
Divanü Lügati't-Türk
san anlamı
sayı, sayma, addü itibar
Güncel Türkçe Sözlük
san anlamı
is. 1. Ün, şan, şöhret. 2. Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr. 3. fel. Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı.
Kişi Adları Sözlüğü
San anlamı Köken: T.
Söyleyiş: (sa:nih) Cinsiyet: Erkek
1. Dilek, istek, arzu. 2. Şöhret, ün. 3. Nişan, alamet, iz.
Türkçe - İngilizce
san anlamı
isim
1) appellation
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
san anlamı
1.Tahılların başak tutmamasına neden olan hastalık 2.Ekinlere dadanan bir çeşit böcek. 3.Kimi ağaçların yapraklarında görülen içi boş siyah kabarcıklar (şeftali vb.).
san anlamı
1.Dilek, istek. 2.Gelenek.
san anlamı
1.Pas. 2.Küf. 3.Nem.
san anlamıToz.
*Ereğli -Zonguldak
san anlamıOrgan, vücudun bir parçası.
Kadıçiftliği -İstanbul
Başhöyük *Kadınhanı -Konya
san anlamı
1.Dallar üstünde biriken kar. 2.Kar fırtınasından sonraki durgun hava. 3.Soğuk
san anlamıBirbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerden biri, nüsha.
-Trabzon
san anlamı
1.Su akıntısının getirdiği kum. 2.Irmaklarda büyük buz akıntısı.
sân anlamıİçinde yemek yenen bakır sahan
Hayati *Erbaa Tokat
sañ anlamıBaşak tutmaya engel olan bir çeşit tahıl hastalığı.
Kumdanlı *Yalvaç Isparta
Karamanlı *Tefenni Burdur
Kelekçi, Darıveren *Acıpayam, Baklan *Çal Denizli
*Fethiye Muğla
san anlamı
1. Kir, pislik. 2. Kulak kiri.
san anlamıKimlik.
*Kula Manisa
sân anlamıSana
Keban Baskil Ağın Elazığ
sân anlamıSana, bakınız»
sen sân anlamı
(< Ar. sahn) Yemek yenen kap
san anlamıSen
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
San eş anlamlısı
şan(I)
is. (şa:nı) 1. Ün, san, şöhret:
"Ondan usanmak, onunla didişmemek erkekliğin şanından mıydı?" -S. F. Abasıyanık. 2. Gösteriş, gösterişlilik.
şan(II)
is. müz. İnsan gırtlağından makamla çıkan ve perde ayrımlarıyla çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi.
şöhret is. 1. Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün:
"Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı." -R. H. Karay. 2. Tanınmış, ünlü kimse:
"Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var." -Y. Z. Ortaç.
unvan is. (unva:nı) San:
"Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı / Türk'üm, bu ad her unvandan üstündür." -Z. Gökalp.
ün is. 1. Ses. 2. İyi bir nitelikte bilinip tanınmış olma durumu, şöhret, şan, nam, ad:
"O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze." -T. Buğra.
San zıt anlamlısı
kip is. db. 1. Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga. 2.
fel. Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı:
Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir. 3.
sf. hlk. Uygun, tıpatıp gelen. 4.
sf. hlk. Sağlam, dayanıklı. 5.
esk. Örnek, kalıp.
"San" için örnek kullanımlar