sancı ne demek?
- 5 sözlük, 5 sonuç.BSTS / İç Hastalıkları Terimleri Sözlüğü
sancı anlamı İng. colic
Karın organlarının düz kaslarının spazmı sonu ortaya çıkan ağrılar nedeniyle oluşan genel davranış değişikliği, kolik, abdominal ağrı, karın ağrısı.
Karın organlarının düz kaslarının spazmı sonu ortaya çıkan ağrılar nedeniyle oluşan genel davranış değişikliği, kolik, abdominal ağrı, karın ağrısı.
Güncel Türkçe Sözlük
sancı anlamı
is. 1. İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı: "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." -H. C. Yalçın. 2. mec. Sıkıntı.
is. 1. İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı: "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." -H. C. Yalçın. 2. mec. Sıkıntı.
Türkçe - İngilizce
sancı anlamı
isim
1) gripes
2) pain
3) twinge
4) pang
5) colic
6) stitch
7) travail
8) ache
9) throe
isim
1) gripes
2) pain
3) twinge
4) pang
5) colic
6) stitch
7) travail
8) ache
9) throe
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sancı anlamı
Ağzından zeytinyağı ve sabunlu su dökülerek iyileştirilen bir çeşit at hastalığı.
Ağzından zeytinyağı ve sabunlu su dökülerek iyileştirilen bir çeşit at hastalığı.
Emirler *Balâ, Bademağacı -Ankara
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Sancı anlamı
Çorum ili, Alaca ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çorum ili, Alaca ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
sancı eş anlamlısı
sıkıntı
is. 1. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." -P. Safa. 2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." -A. Gündüz. 3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." -S. F. Abasıyanık. 4. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. mec. Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." -B. Felek.
is. 1. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." -P. Safa. 2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." -A. Gündüz. 3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." -S. F. Abasıyanık. 4. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. mec. Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." -B. Felek.
"sancı" için örnek kullanımlar
Atların tromboembolik sancısı. At larda ciddi düzeyde sancı ile seyreden bir sendromdur. Etken Strongylus vulgaris adında bir nematod dur
Kaynak: Atların tromboembolik sancısı
Kaynak: Atların tromboembolik sancısı
Kan yapıcı ve sancı kesici özelliği vardır. Bu yüzden genellikle doğum yapan kadınlar için hazırlanır. Kategori:Iğdır'ın yöresel yemekleri
Kaynak: Nabat
Kaynak: Nabat
Ve bu yöntemler hastaya aşırı ağrı sancı vermenin yanında kalıcı yan tesirleri olan yöntemlerdir. Girebolu ise böbrek taşını, diğer
Kaynak: Girebolu
Kaynak: Girebolu
Mesobuthus gibbosus (Brulli, 1832) (Anadolu sarı akrebi ) : Zehri öldürücü değildir; daha çok kusma, sancı, yüksek ateş şeklinde 24 saat
Kaynak: Akrep
Kaynak: Akrep
Kalp zikrinden letaif zikrine geçmenin çeşitli belirtileri vardır, bunlardan en yaygını kalp bölgesinde sancı ve şiddetli yanma olmasıdır
Kaynak: Vird
Kaynak: Vird
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
