burma is. 1. Burmak işi:
"Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı." -H. C. Yalçın. 2. Sarığıburma. 3. Burularak yapılmış altın bilezik. 4.
sf. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış:
"Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim." -H. E. Adıvar. 5. Hadım etme, iğdiş etme. 6.
hlk. Musluk. 7.
hlk. Eğrilmek için bükülmüş yün. 8.
hlk. Yaşken burularak kurutulan ot:
"Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin." -A. Rasim. 9.
hlk. Kuru incir.