deri(I)
is. 1. İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten:
"Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu." -P. Safa. 2.
sf. Bu tabakadan yapılmış:
"Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası." -N. Cumalı. 3. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu. 4. Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu veya soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar.
deri(II)
is. hlk. 1. Toplantı, düğün. 2. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek.
tabaklamak (-i) Hayvan postlarını kullanılabilecek duruma getirmek amacıyla değişik kimyasal maddelerle işlemek, terbiye etmek.
uygulamak (-i) 1. Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek:
"Nitekim bilge bunu açıkça söylemekle kalmaz, tamı tamına uygular da." -N. Uygur. 2.
(-i, -e) Üst üste getirmek, üstüne koymak, tatbik etmek:
İki üçgeni birbirine uygulamak.