servis anlamı İng. department Fr.département, rayon
İller, ilçeler, bucak ve benzerleri gibi kamu görevi yapan kuruluşlar.

servis anlamı
is. 1. Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti. 2. Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete vb. şeylerin tümü. 3. Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer. 4. Burada görevli kimselerin tümü. 5. Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı. 6. Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer: "Önce arabayı servis garajına çektik." -Ç. Altan. 7. sp. Voleybol, masa tenisi, tenis vb. oyunlarda oyuna başlama vuruşu.

servis anlamı
isim
1) service
2) serving
3) serve
4) service station

servis anlamı Fr.service
1. Sofrada hizmet etmekle görevli kimsenin yaptığı iş ve bu işin yapılma biçimi, sofra hizmeti: § "Ayrıca masalara servis de başlasın." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 203. § "Köşkte, hususî servis hizmetlerini görenlerin başındaydım." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 222. 2. Yemekte gerekli olan tabak, çatal, bıçak, kaşık, peçete gibi şeylerin tümü. 3. Bir yönetimde, bir kurum veya kuruluşta, bütünün bir parçasını oluşturan iş, hizmet; bu işin yapıldığı yer ve burada görevli kimselerin tümü: § "Çocuk holü geçti, servise girdi, gişeye yanaştı." -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 89. § "… gizli haber alma servislerini buna göre çalıştıracaksınız…"-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 204. 4. Herhangi bir kuruluşun ulaşım işlerinde kullanılan taşıma aracı: § "Paketlemede çalışırken -iğde kokuları falan yok- servis otobüsünde her sabah, her akşam karşılaşırlardı." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 84. 5. Otomobil, beyaz eşya vb. ürünlerin bakım ve onarımlarının yapıldığı yer. 6. Voleybol, pingpong, tenis gibi oyunlarda oyuna başlama vuruşu.