Seyretme şansım oldu değerlendirmesini sonra yapacağım.
I had the chance to watch and then do the assessment.
Kaynak: posta.com.tr İnşallah ileriki senelerde daha dostça karşılaşmalar
seyretme fırsatı bulacağız.
I hope you will find the opportunity to watch in future years, more friendly encounters.
Kaynak: haberciniz.bizTurizm amacıyla kullanılan kule Tarihi Yarımada'yı panoramik
seyretme imkânı sağlıyor.
Historic Peninsula Tourism panoramic viewing tower is used to provide the opportunity.
Kaynak: sabah.com.trFutbolseverler Drogba'yı Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon iki maç daha
seyretme fırsatı bulacak.
Drogba Football fans will have the opportunity to watch than two matches in the Champions League this season.
Kaynak: turkiyegazetesi.com.trPeoplemeter, anlam olarak İnsan-metre veya insan sayacı demek olan, radyo, televizyon izleyicilerinin program dinleme veya
seyretmeKaynak: People meterOrsa, bir yelkenli tekne nin rüzgâr ın geldiği yöne doğru (rüzgâr üstüne) yakın
seyretme işlemidir. Eski kitaplarda Borina seyri olarak da
Kaynak: Orsa (denizcilik)Shikamaru, onun dövüş şeklini yakından
seyretme şansı bulduğu için, Temari'nin kendi annesinden daha korkunç olduğunu belirtmiştir.
Kaynak: Temari (Naruto)Ancak, aynı dönemin Avrupa sinemasına paralel ve yenilikçi sinema dili nedeniyle
seyretme imkânı bulanlarca çok beğenilmiş, zamanla kült
Kaynak: Sevmek Zamanıçıkıldığında her tarafında ayrı bir manzara vardır: Beşikdüzü, vakfıkebir, Şalpazarı ve İskenderliye bağlı 46 köyü aynı anda
seyretme imkânı vardır.
Kaynak: BeşikdağıEn son Tom Rowles ve John Hering ile beraber From the Shadows adlı bir video
seyretme kanalı kurdu. DeHerrera şu an Gentle Giant
Kaynak: Yoshi DeHerrera3756 metre yükseklikte Demirkazık dağı nın zirvesinde güneşin doğuşunu
seyretme imkanı bulunmaktadır. Kategori:Türkiye'deki milli parklar
Kaynak: Aladağlar Millî ParkıArtık ritüel halini alan bu tabloyu
seyretme seansınlarından birinde bir kadın onun yanına gelir. Bu kadın, tablonun sahibi olan sanatçı
Kaynak: Kürk Mantolu MadonnaBu teknolojik sistem, kişilerin televizyon
seyretme alışkanlıklarının pazar araştırmacıları tarafından dakika dakika incelenmesini sağlar
Kaynak: Nielsen reytingleri(Vesta Bekirelerine tanınmış bir ayrıcalık olan halk oyunlarını üst katlardaki koltuklardan
seyretme hakkı vb.) Yine bir ayrıcalık olarak
Kaynak: Julia Livillaİnsanların televizyon
seyretme uzaklıkları ve bu uzaklıktan ayrıntı görme yetenekleri göz önüne alınarak televizyon ekranında düşey yönde
Kaynak: Görüntü SinyaliAdına uygun olarak bir gözle başlayıp, dört yüzyıla yayılan
seyretme ve seyredilme, bakma ve görme, görme ve görülme öykülerini, ikisi de
Kaynak: Mahrem (roman)2006 yılında filomuzdaki tum S 417 HDH model otobüslere takılan uydu anteni sayesinde yol boyunca TV kanallarını
seyretme imkânı.
Kaynak: Varan TurizmKamelyalı tepe: Kartalkaya köyünden sabahları açık havada, köyün sırtını dayadığı tepe denilen yüksek yere çıkıldığında etrafı
seyretmeKaynak: Kartalkaya, KırşehirBu yüzden Avrupa'daki Slayer fanları 1997 senesinde Slayer'in konserlerini
seyretme şansına sahip oldular. Burada dikkati çeken nokta ise "
Kaynak: Angel of DeathAncak çeviriyi
seyretme ve sahnede temsil edilen operanın dinlenip seyredilmesi arasinda kalan seyircinin biraz tezatlı durumlara düşmesi
Kaynak: LibrettoSadece aerodinamik iyileştirmeler bile dönüş oranı nı %15 oranında arttırmış, daha geniş hücum açısında
seyretme kabiliyeti getirmiş,
Kaynak: Atlas Cheetahİnsanlar için tanışma, sohbet etme, alışveriş yapma, müzik dinleme, film
seyretme veya satın alma, bilgi arama v.b. çok çeşitli amaçlar
Kaynak: İnternetin tarihiKöyde geçim zorlukları halkın müzikle ilgisini radyo dinleme ve televizyon
seyretme düzeyine indirmiştir. Düğünlerde davul, zurna ve kemane
Kaynak: Uzunyol, Şenpazar