sıngın ne demek?
- 3 sözlük, 7 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
sıngın anlamı
sf. hlk. 1. Gözü korkmuş, sinmiş (kimse). 2. Çekingen, ürkek. 3. Üzgün, düşünceli.
sf. hlk. 1. Gözü korkmuş, sinmiş (kimse). 2. Çekingen, ürkek. 3. Üzgün, düşünceli.
Kişi Adları Sözlüğü
Sıngın anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
Ürkek, çekinen.
Cinsiyet: Erkek
Ürkek, çekinen.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sıngın anlamı
1.Gözü korkmuş, sinmiş kimse. 2.Çekingen, ürkek. 3.Üzgün, düşünceli, canı sıkkın. 4.Bıkkın, usanmış. 5.Yenilmiş, yenik 6.Bakımsız, zayıf. 7.Sersem, budala.
1.Gözü korkmuş, sinmiş kimse. 2.Çekingen, ürkek. 3.Üzgün, düşünceli, canı sıkkın. 4.Bıkkın, usanmış. 5.Yenilmiş, yenik 6.Bakımsız, zayıf. 7.Sersem, budala.
sıngın anlamı
Ilık, az ısınmış.
Ilık, az ısınmış.
*Bor Niğde
sıngın anlamı
1. Düşünceli, üzgün: Sıngın sıngın duruyor. 2. bakınız» Sungun.
1. Düşünceli, üzgün: Sıngın sıngın duruyor. 2. bakınız» Sungun.
sıngın anlamı
2. Kırılmaya yüz tutmuş.
2. Kırılmaya yüz tutmuş.
Çorum
sıngın anlamı
Durgun, çekingen, soğuk
Durgun, çekingen, soğuk
Afşar, Pazarören *Pınarbaşı Kayseri
sıngın eş anlamlısı
çekingen
sf. Her şeyden çekinen, ürkek, tutuk (kimse), muhteriz: "Bunlar çoğunlukla çekingen, utangaç olurlardı." -A. Kutlu.
sf. Her şeyden çekinen, ürkek, tutuk (kimse), muhteriz: "Bunlar çoğunlukla çekingen, utangaç olurlardı." -A. Kutlu.
düşünceli
sf. 1. Düşüncesi olan: Özgür düşünceli. Kötü düşünceli. 2. Düşünerek davranan, anlayışlı: "Ben iyi ve düşünceli bir çocuktum." -A. Kutlu. 3. mec. Kaygılı, tasalı: "Ekrem, düşünceli gözlerle yüzüme baktı." -A. Ümit.
sf. 1. Düşüncesi olan: Özgür düşünceli. Kötü düşünceli. 2. Düşünerek davranan, anlayışlı: "Ben iyi ve düşünceli bir çocuktum." -A. Kutlu. 3. mec. Kaygılı, tasalı: "Ekrem, düşünceli gözlerle yüzüme baktı." -A. Ümit.
ürkek
sf. 1. Çok ürken, korkuya çabuk kapılan. 2. Çekingen: "Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona." -T. Buğra.
sf. 1. Çok ürken, korkuya çabuk kapılan. 2. Çekingen: "Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona." -T. Buğra.
üzgün
sf. Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder: "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." -T. Buğra.
sf. Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder: "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." -T. Buğra.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
