*Eğridir -Isparta Yayla *Tefenni -Burdur *Bor -Niğde *Ermenek, *Karaman -Konya
sızırmak eş anlamlısı
sızdırmak (-i) 1. Sızmasına yol açmak: Bu küp suyu sızdırıyor. Son kadeh adamı sızdırdı. 2. Haber, sır vb.ni duyurmak, yaymak: "Bu plan üzerinde anlaştılar, sırlarını kimseye sızdırmadılar ve fırsat kollamaya başladılar." -N. F. Kısakürek. 3. Eritip süzerek temiz bir duruma getirmek. 4. mec. Gizlice sokmak: "Böyleyken efendilerini bırakmadılar ve onu iç kapıdan içeri sızdırdılar." -N. F. Kısakürek.