Uzun olmasını konuyu toparlama derdine değil de, hüznü 
sindirme payına bırakıldığını düşünüyorum.
And not worry about that long to summarize, I think left to share sadness intimidation.
Kaynak: blog.radikal.com.trGFB Tekstil'de çalışan onlarca personelin ve yapılan baskın sırasında işyerinde bulunan müşterilerin karşısında düşmüş olunan durum, 
sindirme politikasını aşmıştır.
GFB Textile dozens of employees in the workplace during the raid to the staff and customers in the face of the fallen state owned, intimidation policy has been exceeded.
Kaynak: hurriyet.com.trElbette yeni kurulan 13 büyükşehirin halen devam eden belediye yönetimlerinin muhalefet partilerine mensup olması da 
sindirme politikası uygulandığı kuşkusunu akıllara getirmektedir.
Of course, the newly formed 13 members of the opposition parties have the greater city municipal governments in the ongoing intimidation policy implemented brings to mind the suspicion.
Kaynak: haber3.comKuzeydeki Kaşkalar a karşı hemen her yıl 
sindirme harekatına girişti.  Bu seferler başarılı olmasına karşın, Kaşkaların göçebe niteliğinden
Kaynak: II. Murşili1852 'de iki Babi nin düzenlediği başarısız suikast girişiminin ardından Babiler e karşı sert ve uzun süreli bir 
sindirme harekatı başlattı.
Kaynak: Nasıreddin ŞahLise eğitimi yıllarında milliyetçilik le suçlanıp adım adım takip edilen doktor 1984  yılında Bulgarların eritme ve 
sindirme politikasına
Kaynak: Besim Rasim AbdullahYine 2009 yılında muhalefet lideri Plácido Mico Abogo 'yu yenerek, dolandırıcılık ve 
sindirme suçlamaları iddialarına rağmen % 97 oy ile
Kaynak: Teodoro Obiang Nguema MbasogoNazilerin muhalefeti 
sindirme hareketi sonucu Wels Alman vatandaşlığından çıkarılarak, o dönem Milletler Cemiyeti kontrolünde olan
Kaynak: Otto WelsBunun üzerine Almanların giriştiği ve soykırım boyutlarına varan bir 
sindirme harekatı sonunda, 80 bini bulan Herero nüfusu 15 bine kadar
Kaynak: Alman Güneybatı AfrikasıBiermann'ın bir çok muhalif arkadaşı bu 
sindirme politikalarını protesto eder.  Şair 1976  yılında Batı Almanya'da iken politbüro
Kaynak: Wolf BiermannSaakaşivili hükümetinin ülkede bulunan yabancı yatırımcı ve de sermaye sahibi kimselere karşı maliye aracılığıyla yıldırma ve 
sindirmeKaynak: Gürcistan ekonomisiBunu FIS önderlerine yönelik geniş çaplı bir 
sindirme kampanyası izledi.  Devlet başkanlığını üstlenen bağımsızlık hareketi önderlerinden
Kaynak: Cezayir İç SavaşıBunu FIS önderlerine yönelik geniş çaplı bir tutuklama ve 
sindirme kampanyası izledi.  Devlet başkanlığını üstlenen bağımsızlık hareketi
Kaynak: İslami Selamet CephesiYaklaşık 6 bin kişinin öldürüldüğü, sağ kalanların köle olarak satıldığı bu 
sindirme hareketi sonunda Sparta  dışındaki bütün Yunan
Kaynak: III. Aleksandrosdevlete isyanlar had safhaya çıkınca Osmanlı Devleti 1700'lü yıllarda yaptığı gibi yeniden Çukurova aşiretlerini 
sindirme harekatını başlatır.
Kaynak: Hamamköy, KozanJapon yönetimi altındaki Kore  zamanında Japonya  tarafından uygulanan kültürel 
sindirme  den dolayı, "kültürel soykırım" olarak
Kaynak: Kore dansıTürkiye 'de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1.maddesinde;“Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, 
sindirme veya
Kaynak: Türkiye'de terörizmKuchler, komutasındaki Kuzey Orduları Grubu Aralık 1941 ile Ocak 1944 tarihleri arası teslim olmaları için Sovyet Kızıl Ordusunu 
sindirmeKaynak: Georg von KüchlerCombine'ın şiddet ve 
sindirme odaklı politikasını insanlığı kendinden kurtarmakta bir gereklilik olarak açıklarken, kendisi de bu araçları
Kaynak: Wallace BreenGinesi 'nden (bugün Gine-Bissau ) girişilen başarısız bir saldırının ardından muhalefete karşı geniş çaplı bir 
sindirme politikasına yöneldi.
Kaynak: Ahmed Sékou TouréBu ikinci sedareti sırasında Mere Hüseyin Paşa kentte bir terör havası oluşturmuş ve ortalığı 
sindirme politikası uygulamıştır.
Kaynak: Mere Hüseyin PaşaKendinden önceki muhtarların jandarmayı köylüyü 
sindirme aracı olarak kullanma yöntemini benimsememiştir. Bugünkü genç neslin yaşları
Kaynak: Devletoğlanı, MecitözüYargıtay'ın karar metni:Sanığın cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, 
sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle
Kaynak: Gülen Davası