Bunun da Mete Kalkavan ve diğer hakemlere
sirayet ettiğini söylediniz.
Kalkavan Mete said that the spread of this and other referees.
Kaynak: spor.bugun.com.trLakin bu 'yoğunluk' bir türlü sinemamıza
sirayet etmemişti.
However, this 'intensity' did not spread to cinema with a kind.
Kaynak: radikal.com.trFakat filme öylesine
sirayet etmiştir ki şiir, film dilinde de kendini gösterir.
But the movie was so relieved that poetry manifests itself in the language of film.
Kaynak: haber7.comYani bir ülkenin ekonomi politikalarındaki sorunlar hemen başka ülkelere
sirayet edebiliyor.
So a country's economic policies, problems can quickly spread to other countries.
Kaynak: bloomberght.comPiyemi'nin en korkulan sonucu beyine
sirayet etmesi ve purulent meningitis, meningoencephalitis purulenta gibi ölüme neden olacak
Kaynak: İrinonlar içinde tecelli etmekte ve onlar içine
sirayet etmiş, girmiş bulunmaktadır Bu sirayert sayıların içine birin sirayeti gibidir
Kaynak: Vahdet-i ŞuhudAncak Bu hassasiyetin kendi öznel konumuna
sirayet etmemiştir. Geçmişte aşiretin ileri gelenleri arasında Mame Beg ve İsa Beg vardır.
Kaynak: Bilikan aşiretiBaşka bir ifade ile, bunlara göre muhaliflerinin kâfir olmalarına yol açan günahlar, çocuklarına da
sirayet eder ve onları cehennemlik
Kaynak: EzarikaBu sırada Rus kalyonunun cephaneleği ateş aldı ve bir yangın başladı; bu yangın Burc-u Zafer'e de
sirayet etti ve iki kalyon da yanarak
Kaynak: Çeşme Deniz MuharebesiHükümet; iki aĢiret arasındaki düĢmanlığın çatıĢmaya dönüĢmesinden ve Ģehir civarındaki diğer aĢiretlere
sirayet etmesinden ciddi endiĢe
Kaynak: Yamanyurt, SarayTümoral oluşumlar akciğerlerle sınırlı olmakla birlikle nadiren de olsa lenf yumrularına da
sirayet edebilirler. Oluşumlar çok küçük
Kaynak: Pulmoner adenomatozisşiirlerindeki ateşin okuyanlara
sirayet ettiğini ve bu ateşle de Kaknus kuşunun yandığını ifade ederek Kaknus-ateş birlikteliğine gönderme yapmaktadır.
Kaynak: Kaknüs kuşuBu sevgi ilçe merkezi ile sınırlı kalmayarak köylerede
sirayet etmiştir. Esenboğa, Yenice, Sünlü ve Aşağı Çavundur gibi köylerdeki harman
Kaynak: ÇubuksporBu ordunun diğer kollarına da
sirayet etti, onlar da dağılıp geri çekilmeye başladılar. Galebe beklenirken Osmanlı ordusu 21 Ağustos 1745'
Kaynak: Yeğen Mehmed PaşaDaha sonra yüzünün yan bölümündeki bir beni alırken bir bire amansız hastalık üremiş, beyni
sirayet etmişti. Aylar süren mücadelede yaşlı
Kaynak: Konacık, Gergerkatla kuşatıldığı, 1916 'da hamamın yakınındaki Ata Molla Yalısı 'ndan
sirayet eden yangında bütün bu ahşap aksamın yandığı öğrenilmektedir.
Kaynak: İskenderpaşa Camii (Beykoz)Günün birinde kendi evlerine
sirayet edeceği korkusuyla, bu savaş yolcusu arkadaşının, uyurken kalpağıyla pasaportunu daima yastığının
Kaynak: Adam MickiewiczAyaklanma: Alarm haberi diğer birliklere de
sirayet etti. Böylece Tank Okulu, Süvari Grubu, Muhabere Okulu, Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi
Kaynak: 22 Şubat 1962 ayaklanmasıİş dünyasında yaşanan yabancılaşma, “iç dünya”ya da
sirayet etmekte ve çılgınca bir eğlence anlayışını doğurmaktadır: Kişiler sentetik
Kaynak: C. Wright Millsbir dönem de bağlara külleme hastalığı
sirayet eder, bununla bağcılık büyük yara almıştır, şimdi daha çok asma türünde üzüm
Kaynak: Tepebaşı, ErmenekFakat değişik hastalıklar rengeyiklerine de
sirayet etmiş ve onların nüfusunu azaltmıştır.. Bu hayvanların astronomik denecek kadar büyük
Kaynak: Sayisi DeneleriMisir ekmeginin sicaginda yag, ekmege ve minciye
sirayet eder. Sogutulmadan yenir. Sicak ekmek bulunmadigi zamanlarda soguk ekmek bir
Kaynak: Hacıkışla, Hendek