Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sokarak ne demek?

- 1 sözlük, 2 sonuç.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sokarak anlamı
Yeni çıkan ekin.

*Eğridir köyleri -Isparta
Apturrahmanlar *Serik -Antalya

sokarak anlamı
Ekilen tahılların ilk çıkan filizleri

Aşağı Yaylabel Isparta

"sokarak" için örnek kullanımlar

Biz de bugün tek santrfordan ziyade onu soldan içeri sokarak değişik oynadık.

We are putting into it from the left rather different today we played one santrfordan.

Kaynak: cnnturk.com

Ardından İbrahim Toraman, arkadaşlarını devreye sokarak hızla kendini içeri attı.

Then Ibrahim Toraman, by activating friends quickly threw himself into.

Kaynak: aksam.com.tr

Sonra da yorulan Cristian'ın yerine Selçuk'u sokarak turu Kadıköy'e bırakmak istedi.

Then, by inserting the round of Selçuk instead of Kadikoy tired Cristian wanted to leave.

Kaynak: sabah.com.tr

Galatasaray ise kanat beklerini de hücuma sokarak rakibi zorlamak istedi ve topa sahip olan taraftı.

Galatasaray wanted to force his opponent by inserting the wing burner to the ball with the offensive side.

Kaynak: goal.com

Esteraz, ester leri bir su molekülü ile kimyasal tepkime ye sokarak onlardan bir asit ve bir alkol molekülü üreten, hidrolaz tipi bir
Kaynak: Esteraz

Dedublüman ruhçuluk ta, bedenli bir varlığın, bedenindeki maddelerin bir kısmını demateryalize edip, onları istediği bir biçime sokarak,
Kaynak: Dedublüman

Aerobasi ya da hava akrobasisi, bir hava taşıtı nı sıradışı durumlara sokarak; loop , roll , viril gibi normal uçuşta kullanılmayan
Kaynak: Aerobasi

İrlanda-Amerikalı Fenian Kardeşler , ABD'yi İngiltere'ye karşı savaşa sokarak, İrlanda'yı bağımsızlığına kavuşturacaklarına inanıyorlardı.
Kaynak: Fenian Saldırıları

Ormanlarda bulunduğu ağacın altından bir hayvan geçtiği takdirde üzerine düşüp derisine yapışır ve etine hortumunu sokarak kanını emer.
Kaynak: Kene

Oyuncular diski (pakı) kaleye sokarak sayı bulurlar. Takımda biri kaleci olmak üzere altı oyuncu molasız oynar. Aslen bir takımda 20'den
Kaynak: Buz hokeyi

Dramaturg'un görevi, oyunlaştırılmış olsun ya da olmasın, eserleri belirli ölçeklerdeki kalıplara sokarak bir tasarım yapmak, ışıktan sese
Kaynak: Dramaturg

gibi elektron taşıyıcılarının verdikleri elektronları ETS elemanlarında redoks tepkimelerine sokarak ATP üretimini sağlayan sistemin adıdır.
Kaynak: Elektron taşıma sistemi

dönüşebilecek olan Odette ile Prens Siegfried arasındaki aşk ve büyücünün, kızı Odil'i prenses Odette kılığına sokarak prensi kandırması anlatılır.
Kaynak: Kuğu Gölü

Sonra açtığı deliğe orta parmağını sokarak böcekleri çıkarır. Çizgili keselifare nin (Dactylopsila trivirgata) de aynı şekilde avlandığı
Kaynak: Ay-ay

2010 yılı üniversite giriş sınavları verilene göre, 64 öğrencisini Türkiye sıralamasında ilk bine sokarak diğer tüm anadolu ve fen
Kaynak: Ankara Atatürk Anadolu Lisesi

sınırla doğu sınırlarını güvenceye aldığı gibi Avusturya ile İspanyol Hollandası arasına bu birliği sokarak olası bir ittifakı engelleyebilecekti.
Kaynak: Ren Birliği

istediği bir biçime sokarak başka bir yerde ortaya çıkarması olarak tanımlanır. Demateryalizasyon fenomeninin karşıtı olarak kabul edilir.
Kaynak: Materyalizasyon

En sonunda, yaşanılan terörden bıkan ülke, Beyaz Terör 'ü devreye sokarak önemli tüm Jakobenleri ortadan kaldırır, ancak Fransa'nın bu
Kaynak: Terör Dönemi (Fransa)

Alexander'ın ölümünden sonra oğlu Cesare Borgia 'nın askerlerini şehre sokarak papayı seçmek üzere olan kardinaller meclisi ni etkilemeye
Kaynak: III. Pius

şirketi, bünyesinde yürüttüğü çalışmalarla iş alanlarını genişletti ve farklı alanlarda beş şirket daha faaliyete sokarak SERCEM Grup'u
Kaynak: Cemal Metin Bulutoğluları

varsa bunu devreye sokarak yeniden hiperuzay sıçrayışı yapabilirler tabii bunun için bulundukları konumun koordinatlarını bilmeleri gerekiyor.
Kaynak: Hiperuzay

Burada amaç, diske verilen okuma emirlerini en optimize şekilde sıraya sokarak, okuma kafasının hareketini, erişim ve arama için geçen
Kaynak: Native Command Queuing

Yakın Kelimeler

Google Reklamları

(Tahmin etmek için bir harf girin)