Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sokmak ne demek?

 - 4 sözlük, 8 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

sokmak anlamı
(Oğuz) sokmak, delmek, döverek inceltmek, toplamak
sokmak anlamı
sokmak, delmek, döverek inceltmek, toplamak
sokmak anlamı
delmek

Güncel Türkçe Sözlük

sokmak, -ar anlamı
(-i) 1. İçine veya arasına girmesini sağlamak. 2. (-e) Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak: "Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu." -F. R. Atay. 3. Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak. 4. Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya ısırmak, zehirlemek: "Otların arasında bacaklarını yılan sokar." -R. N. Güntekin. 5. (-e, nsz) Yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmek: Ülkeye kaçak eşya sokmak. 6. mec. Belli etmeden kötü bir malı vermek: Satıcı, elmaların çürüklerini sokmuş. 7. (-e, nsz) mec. Konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermek: "Asım, fikrini birçok sözlerle sağlamlamaya uğraşırken, araya -Olmaz mı dersiniz, ne dersiniz?- gibi sualler sokuyor, cevap istiyordu." -R. H. Karay. 8. mec. Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek.

Türkçe - İngilizce

sokmak anlamı
fiil
1) put
2) insert
3) tuck
4) immerse
5) thrust
6) stick
7) put in
8) poke
9) tuck in
10) enter
11) sting
12) sting
13) drive
14) send
15) bite
16) involve
17) work up
18) inject
19) strike
20) implicate
21) instil
22) dig into
23) instill
24) let in
25) take into
26) land
27) pitchfork
28) ingraft
29) ram
30) sink into
31) slide in
32) engraft
33) drag
isim
1) spatchcock

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

sokmak anlamı
Dağ sırtlarında, bir yanı kapalı oyuntu, girinti.

*Akseki ve köyleri -Antalya

sokmak anlamı
Sokmak (bakınız» sukmak)
sokmak anlamı
Sökmek// çadir sokmak: yol hazırlığı yapmak

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

sokmak eş anlamlısı

böcek
is. hay. b. 1. Eklem bacaklıların, altı bacaklı, çoğu kanatlı ve vücutları baş, göğüs, karın olarak eklemlerden oluşmuş hayvan sınıfı, haşere. 2. Istakoza benzer, uzunluğu 30-40 cm kadar olan, sarı renkli, kısa kıskaçlı, yenilen bir deniz hayvanı. 3. hlk. Kelebek, kurt ve tırtılın dışında kalan küçük hayvancıklar: "Artık onun yalnızca bir böcek ısırığı olduğunu düşünüyordum." -O. Pamuk.
çakı
is. 1. Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı: "İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler." -Ö. Seyfettin. 2. Denizçakısı.
zehirlemek
(-i) 1. Öldürmek amacıyla yedirme, içirme vb. yollarla zehir vermek, ağılamak. 2. mec. Birine zararlı düşünceler, zararlı duygular aşılamak: "Fakat o, hayatını zehirleyen şeyin bu meşum kandırmaca olduğunu yıllarca öğrenemeyecekti." -İ. O. Anar.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.