Bir kist
sorunum vardı, 10 yıl önce de büyük bir ameliyat geçirmiştim.
Were suffering from a cyst, 10 years ago, spent a major surgery.
Kaynak: hurriyet.com.trOksijen
sorunum var, değişiklik olsun diye güreşlere katıldım.
Oxygen have a problem, I joined wrestling for a change.
Kaynak: sondakika.comCamia içinde kimseyle
sorunum olmadığını herkes daha iyi görmeye başladı.
Better than anyone, anyone who was not a problem in the community began to see.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trSanırım bu tür batıl inanç, totem gibi meselelerle kişisel bir
sorunum var.
I think this kind of superstition, totems have a problem with issues such as personal.
Kaynak: tr.eurosport.comAskerlik zamanı geldiğinde Vietnam Savaşı 'na gitmeyip benim onlarla bir
sorunum yok diyen ve bu yüzden Şampiyonluk ünvanına el konulan ve
Kaynak: Ali (film)Manuel'de öyleydi az yemek verdiğim zaman 'kilo alıyorsam bu benim
sorunum seni ilgilendirmez diye kızardı bana'. Yaşadığı Zorluklar
Kaynak: Manuel UribeBu bölümle olan
sorunum, özellikle komik olmaması. Birkaç kez kıkırdadım, ama önceki iki bölümdeki kahkakalara boğduran esprilere ve muzip
Kaynak: Homer's Night OutNoel: "Aslında Blur'un gitaristiyle bir
sorunum yok. Ama o vokalistleri ve basçıları yok mu, beni deli ediyorlar." Noel, Liam hakkında
Kaynak: Oasis (müzik grubu)jpg | "Benim Viet Cong 'la bir
sorunum yok... Bana asla nigger demediler. " – Muhammad Ali , 1966 1948 yılında "vicdan" meselesi Birleşmiş
Kaynak: Vicdanî retEtkileri: "Bir
sorunum var, yardım almalıyım." veya "Evsizim, hükümet bana ev versin." diyerek kişisel sorunlarını topluma mâl ediyorlar.
Kaynak: Margaret Thatcher