Sözgelimi, sanatçının kendisiyle ve sanatla bir kavga içerisine girdiğini görürüz.
For example, we see that the artist has entered into a fight with him, and the arts.
Kaynak: cnnturk.com Fenerbahçe ise Türkye'de her maçı
sözgelimi Efes ile oynar gibi oynama şansından mahrum.
In Liverpool, for example, every match of the Turkey Ephesus deprived of the chance to play as it plays.
Kaynak: spothaber.comRus eleştirmenleri Çehov'un üslubunun, kelime seçiminin vesaire,
sözgelimi Gogol'ü, Flaubert'i ya da Henry James'i meşgul eden sanatsal kaygıların hiçbirini açığa vurmadığını belirtirler.
Russian critics Chekhov's style, word choice and so on, for example, Gogol, Flaubert or Henry James, artistic concerns that occupy the state that he did not shoot any of the disclosure.
Kaynak: haberler.comSeptisemiye neden olan bakteri bedene çeşitli yollarla girebilir:
sözgelimi diş çekiminden sonra, açık bir yara ya da iç organlardaki bir
Kaynak: SepsisBirincil ayak izi evsel enerji tüketimi ve ulaşım (
sözgelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan
Kaynak: Karbon ayak iziÇıbanlar genel olarak, bir yere sürtünen bölgelerde,
sözgelimi boyun , yüz , kulak , kol ve bacak larda oluşur; ama bedenin her yerinde
Kaynak: ÇıbanBir ırmak yatağıyla (
sözgelimi bir kanyon) sınırlı akarsu derin ve dar olduğundan hızlı akar; bu nedenle enine kesit çevresi en aza
Kaynak: Alüvyon yelpazesiHerhangi bir tutar belirtilmeksizin,
sözgelimi, “satın aldığım otomobil bedeli karşılığı ödeyeniz” gibi kayıtlar geçerli değildir.
Kaynak: Poliçe (senet)