Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ayrılmak ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

ayrılmak anlamı
(-e) 1. Ayırma işine konu olmak: "Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." -F. R. Atay. 2. (-den) Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak: "Adamdan ayrılmak istediğini söyledi." -A. Ümit. 3. (-den) Boşanmak: "Artık senden saklamaya sebep kalmıyor. Ben, Remzi Bey'den ayrılıyorum." -R. N. Güntekin.

Türkçe - İngilizce

ayrılmak anlamı
fiil
1) secede
2) leave
3) stray
4) break up
5) deviate
6) depart
7) separate
8) split
9) quit
10) part
11) part with
12) vacate
13) divorce
14) drop out
15) break with
16) disunite
17) part company
18) break away
19) withdraw
20) mosey
21) get off
22) split off
23) split up
24) retire
25) part from
26) give up
27) pull out
28) walk out
29) revolt
30) sunder
31) diverge
32) pull away
33) desert
34) graduate
35) divaricate
36) fork
37) divorce from
38) sever
39) part company with
40) check out
41) hive off
42) divide
43) draw apart
44) walk out of
45) draw away
46) walk off
47) come unstuck
48) be through with
49) tear oneself away
50) furcate
51) decamp
52) apostatize
53) splinter off
54) lead away from
55) move off
56) segregate
57) cut loose
58) revolt from
59) be off
60) defect
61) take one's farewell of
sıfat
1) unstuck
kelime öbeği
1) get clear of

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ayrılmak anlamı
< ET adarılmak: ayrılmak || ayrelmek || ayrilmak

ayrılmak eş anlamlısı

boşanmak
(-den) 1. Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak: "Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı?" -M. Ş. Esendal. 2. Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak. 3. (nsz) Birdenbire ve bol bol akmak: "Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor." -E. E. Talu. 4. (nsz) Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak: "Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı." -R. N. Güntekin. 5. (nsz) Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak: "Yoksa tımarhane mi boşanmıştı?" -Ö. Seyfettin. 6. Çok ağlamak: "Gözlerinden yaşlar boşandı birden." -C. Uçuk. 7. (nsz) mec. Dertlerini, yakınmalarını anlatmak. 8. hlk. Sıyrılmak, kurtulmak: "Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı." -Halikarnas Balıkçısı.

"ayrılmak" için örnek kullanımlar

Ayrılmak elbette kolay değildi ama döndüğüm yer de sıradan bir yer değil.
In the ordinary course, it was not easy to leave, but not a place I return.
Kaynak: takvim.com.tr
Biz avantajlı bir skorla ayrılmak isterken Schalke avantajlı bir skorla ayrıldı.
We left off with a score off a score Schalke wanting to leave.
Kaynak: ajansspor.com
Taraftarımızın desteğiyle Çaykur Rizespor maçından galibiyetle ayrılmak istiyoruz.
Win the support of Taraftarımızın Rizespor want to leave the match.
Kaynak: ajansspor.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.