Her an "bekâ" bâdesini içmiş ezeli bir sarhoş gibi nihayetsiz bir gaşy, pâyansız bir şevk,
sükûn bulmaz bir heyecan içinde yaşıyordu.
Kaynak: Hikâye-i Kesikbaşkudret, cisim, cüz`ün lâ yetecezzâ (atom), hareket,
sükûn, ehl-i cennet ve ehl-i cehennemin hareketleri konularında özgün fikirleri vardır.
Kaynak: AklîleşmeGündelik Yaşam : Sadece aslî olanda
sükûn ve huzur vardır. Ruhsal Yol : Siz doğru olun, doğru Guru sizi muhakkak bulacaktır. Bir Guru aramayın
Kaynak: Nisargadatta MaharajBunlar fetha (üstün), kesra (esre), damma (ötre), tenvin (iki üstün, iki esre, iki ötre),
sükûn (cezm), teşdid (şedde)'dir. Fetha
Kaynak: Arapça ses işaretlerifetha (üstün), açık yeşil - kesra (esre)br /kırmızı - damma (ötre), kahverengi -
sükûn br /mavi - teşdid (şedde), mor - hemze
Kaynak: HarekeHikaye: Halkın barış ve
sükûn umutları sona ermişti. Fakat gizemli biri çıkıp halka umut aşılamaya başlamıştı. Bu gizemli savaşçı 3000
Kaynak: Hero OnlineÖrnek: dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr,
sükûn, sükût,
Kaynak: Düzeltme işaretiSoğdca da patrām yazımı ile neşe, huzur, mutluluk, sessizlik demektir. İran dilleri nde pati- geri, tekrar + rāma-
sükûn, barış ve mutluluk.
Kaynak: Bayram"Bende yok sabr-ı
sükûn, sende vefadan zerre,İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere." "Na ve bi kelimeleri Farsça ve Arapça 'da 'yok'
Kaynak: Nâbiüzerine konur: dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr; dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr,
sükûn, sükût.
Kaynak: Türk alfabesiBu havali şimdilik (Temür'ün korkusundan)
sükûn içindeyaşamakta ise de, daima (Bayburt-Ovası batısında Sinür köyünde ocaklarıbulunan
Kaynak: Çalca, Dereli