süre anlamı Fr. durée
Bir sesin çıkarılmasına verilen zaman.

süre anlamı İng. duration Osm. müddet, sayrure Alm.Dauer Fr. durée
1- Kendi bütünü içinde alınmış, sınırlı bir zaman parçası; akıp giden zaman içinde belli bir bölüm. 2- Yukarıdaki anlama karşıt anlamda Bergson'un kullandığı terim: Uzaydaki nesnelerin birbiri ardına süreksiz sıralanışına ve aynı zamanda şimdi noktalarının nesnel bir dizilişi olarak kabul edilen zaman şemasına (bilimin uzay ve durum noktaları ile açıkladığı zaman kavramına) karşıt olarak, geçmiş, şimdi ve geleceğin içinde yittiği, doğrudan doğruya yaşanmış olan sürekli akış.

süre anlamı
müddet.

süre anlamı
bakınız» gösterim süresi

süre anlamı
bakınız» yayın süresi

süre anlamı İng. due date, maturity term, delay Osm. vade Fr. délei
1. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. 2. Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre.

süre anlamı
is. Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet: "Hükümdar gibi davrandığınız sürece hükümdar sayılırsınız." -T. Oflazoğlu.

süre anlamı
isim
1) time
2) period
3) while
4) duration
5) notice
6) term
7) length
8) interval
9) span
10) space
11) respite
12) stretch
13) run
14) bout
15) continuance
16) screen time

süre anlamı
Gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş : Sürenin arşınını iki kaymeye aldım.

-Urfa

süre anlamı
1.Yüreklilik, yiğitlik. 2.Dayanıklılık : Şu adamın süresi yok.

süre anlamı
< Ar. sûre: sure