coşmak (nsz) 1. Duygu ve düşünceleri güçlü bir tepki ile dışarı vurmak, galeyan etmek:
"Askerler sevgili efendilerinin yüzünü görür görmez coşuyorlar." -Y. K. Beyatlı. 2. Doğa olaylarından herhangi biri birdenbire çoğalıp hızlanmak:
"Coşan sele dur diyorsun sen, dadı." -T. Oflazoğlu. 3. Heyecanlanmak, içten içe kaynamak, aşırı duygulanmak.
kükremek (nsz) 1. Aslan, bağırmak. 2. Deniz, nehir kabarmak, taşmak:
"Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım / Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım." -M. A. Ersoy. 3. Coşkuyla saldırmak:
Ordu kükremiş aslan gibiydi. 4. Mayalanıp kabarmak. 5. Gür bir biçimde yetişmek:
"Kükredi çimenler, açıldı güller / Al şala bürünür bahçeler, bağlar." -Âşık Veysel. 6.
mec. Coşmak, taşkınlık göstermek:
"Tutkuların kükrediği günlerde, akıl sözünü dinletemez ki?" -N. Ataç. 7.
mec. Kızgınlık ve öfke ile yüksek sesle bağırmak.