PSY, şarkısına çektiği videoda Gangnam'da yaşanan lüks ve
şatafatlı yaşama duyulan özentiyle dalga geçiyor.
PSY, luxury and sumptuous living in Gangnam song heard in the video shot özentiyle kidding.
Kaynak: hurriyet.com.trMüslüm Gürses büyük paralar kazanmadı, lüks,
şatafatlı bir hayat yaşamadı ve her zaman mazbut bir aile babası tavrı taşıdı.
Mslmgrses win large sums of money, luxury, did not live a life of pompous attitude and always carried a family man seized.
Kaynak: hurriyet.com.trHogwarts kampüsünün en
şatafatlı yapısını oluşturan Hogwarts Şatosu'nun tüm karmaşık oda ve geçitlerini bilen biri yoktur. Katların
Kaynak: HogwartsEn
şatafatlı olanı ise tabii ki 5 Kasım gecesidir. Bu gecenin bir de özel yemek menüsü vardır: Ateşler sönüp, maytaplar bittikten sonra
Kaynak: Guy Fawkes GecesiBu dönem Neo-klasisizm akımını önceleyen
şatafatlı Barok ve Rokoko sanatına tepki olarak antik Roma ve Yunan ve Rönesans sanatının yeniden
Kaynak: Neo klasisizmKitabın süslemeleri geleneksel hıristiyan ikonografisi ile Insular sanatı nın
şatafatlı sarmal motiflerini birleştirir. İnsan, hayvan ve
Kaynak: Kells Kitabıilgi göstermiştir. İsa 'nın çarmıha gerildiğine inanılan gerçek haçın bir parçasını içeren
şatafatlı bir haçı Sümela Manastırı 'na koydurmuştur
Kaynak: Trabzonlu III. Manuel KomnenosBu konutlarda ve sahip olduğu daha bire çok köşk ve yalıda Ailesiyle birlikte
şatafatlı bir yaşam sürdü.. Ticari girişimlerinin yanı sıra
Kaynak: Hayri İpar15 Temmuz 1804 tarihinde, Les Invalides kilisesinde
şatafatlı bir resmi tören dünzenlenmiştir : bu törende Napolyon Bonapart Legion
Kaynak: Les InvalidesKonaktaki eski
şatafatlı, kalabalık yaşamı sürdürmeye, Şükrü Paşa ailesinin devamını sağlamaya çalışır. Ama parası günden güne azalır,
Kaynak: Aylaklar (roman)Aynı zamanda bir otel olarak da kullanıldığı anlaşılan bu şato, barok tarzdaki
şatafatlı tavan süslemeleri, çok büyük salonları, sonsuz
Kaynak: Geçen Yıl Marienbad'daKışla 1860-1870 yılları arasında Osmanlı ordusunun modernleştirilmesi sürecinde önemli bir rol oynadı ve en
şatafatlı günlerini yaşadı.
Kaynak: Taksim KışlasıÖncelikle köleliği tüm
şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir
Kaynak: Ursula K. Le Guin"Morphy Avrupa'dan ayrılmadan önce onuruna
şatafatlı birde ziyafet verildi. Morphy Avrupadan çoşku ile ayrılışı ile birlikte New York'ta da
Kaynak: Paul MorphyBenim son 20 yılda hatırladığım en
şatafatlı Köy düğünü Aganın Ahmet'i ile Yukarkıların Ayşe'nin düğünüydü. Schaapherder 03:48, 12 Şubat
Kaynak: Hışıroğlu, DevrekDüğün şenlikleri ala bildiğine
şatafatlı olup,halk iyi ve kötü günde dayanışmanın en büyük örneğini sergilemektedir. Köy halkının günlük
Kaynak: Çiğli, KahramanmaraşBİZİM ROCK GRUBU Bızım Rock Grubu'nda,
şatafatlı günlerine geri dönmeye çalışan üç rock yıldızının oluşturduğu favori rock grubu Iron
Kaynak: Bizim Rock GrubuTekrar Hollywood'a dönen Mason, başrolünü Judy Garland 'la paylaştığı George Cukor 'un
şatafatlı yeniden yapım filmi A Star Is Born 'la
Kaynak: James MasonO çok
şatafatlı. Grace Jones , David Bowie , Janet gibi isimlerin tarzlarını daha çok beğeniyorum. Müziğim 90'ların dans müziğinin
Kaynak: Katerina GrahamYaşayış tarzı, ölümü ve değerlendirilmesi : Hiç
şatafatlı giyinmeyi sevmezdi. Halife olduktan sonra bütün halifeliği boyunca aynı yeşil
Kaynak: Hişam bin Abdülmelik