şikâyet etmek1) sızlanmak:
"Adam yorulmak ve şikâyet etmek bilmiyordu." -A. Kulin. 2) birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirmek:
"Belli bir şey, Behram edepsizi şikâyet etmiş olmalıydı." -K. Tahir.
yakınmak(I)
(nsz) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak:
Kına yakınmak. yakınmak(II)
(nsz) Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek:
"Onların taklitlerini yapar, gönüllerinde hiçbir titreşim bulunmayışından kendine yakınırdı." -Ç. Altan.