eğik is. 1.
mat. Dik veya paralel olmayan doğru. 2.
sf. Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev. 3.
sf. Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan. 4.
sf. Bükülmüş:
"Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." -Ö. Seyfettin.
meyilli sf. 1. Bir yana eğimi olan, eğik:
"Ağaçlı tarlaları, tek tük bağ kulübeleri olan arkası meyilli bir arazi." -H. E. Adıvar. 2. İlgili, gönül vermiş.