Şimdiki mutluluğumu, çocuklarımı, ailemi hiçbir
şeye değişmem.
Current happiness, my children, my family would not trade anything.
Kaynak: sabah.com.trAncak maçtan önce 'eksiklerimiz var' diye bir
şeye sığınmıyoruz.
However, before the match, 'there are shortcomings, "he sığınmıyoruz something.
Kaynak: ajansspor.comTuttur.com'un sosyal ortamı daha çok kazanman için her
şeye sahip!
Tuttur.com 's social media have everything to win more!
Kaynak: mackolik.comBu süreçte ASKON olarak her
şeye rağmen çözümün yanındayız'' dedi.
In this process, in spite of everything ASKON a side of the solution,'' he said.
Kaynak: yeniasya.com.trGöreceli yön , bir şeyin başka bir
şeye göre olan konumunu anlatırken sağ ın karşıtı olarak kullanılır. Solaklık , doğal olarak kişinin
Kaynak: SolGenel anlamda şirk bir
şeye veya şahısa ilah i özellikler atfetmek demektir. Allah ile birlikte başka şeylere veya kişilere tanrısal
Kaynak: ŞirkFobi, bir
şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. Fobi kelimesi, Yunanca Phobos
Kaynak: FobiJ. R. R. Tolkien 'in kurgusal Orta Dünya evreninde her
şeye gücü yeten tek yaratıcıdır. Bununla beraber, Eä 'da yapılacak birçok iş için
Kaynak: Eru Ilúvatarİrtidad (Arapça : geldiği yoldan geri dönmek, bir şeyden yüz çevirmek veya başka bir
şeye dönmek), İslam dini ni bırakarak başka bir din i
Kaynak: İrtidadGöreceli yön , bir şeyin başka bir
şeye göre olan konumunu anlatırken sol un karşıtı olarak kullanılır. Sağcılık , politik bir akım ya da
Kaynak: SağDünya görüşü, halk arasındaki kullanımıyla edinilmiş bilgi veya bir insan ın hayat görüşü veya bir
şeye erişmenin arkasındaki yöntem veya
Kaynak: Dünya görüşüİslami teolojide, Tanrı (Arapça: Allah ) her
şeye gücü yeten ve her şeyi bilen yaratıcı ve evrenin hakimidir İslamda, Tanrı tektir inancı
Kaynak: İslam'da TanrıBudala, zekâca geri olan, alık, ahmak, bön; ya da "bir
şeye aşırı düşkün" anlamında kullanılan Arapça kökenli sözcük (TDK). Bundan başka
Kaynak: Budala (anlam ayrımı)Hayran (Arapça : ḥayrān) ya fan, çok beğenen, hayranlık duyan kimse Birine ya da belirli bir
şeye olan hayranlık duyan kişiler, hayran (fan
Kaynak: HayranAlgofobi yalnız acı verici duyuma karşı değil, aynı zamanda acı verici duyum meydana getirebilecek her
şeye karşı duyulan aşırı bir korku .
Kaynak: AlgofobiSaygı , Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir
şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya
Kaynak: Saygı (anlam ayrımı)Bilgisayar biliminde dolaylama, bir
şeye onun kendi değeri ile ulaşmak yerine, bir ad, içerici veya referans ile ulaşmaya denir.
Kaynak: Dolaylama